Bu ülkenin müthiş değerleriydi teknolojik manada Nuri ve Raci Demirağ, Nuri Killigil, Vecihi Hürkuş, Necmettin Erbakan. Akıllara ilk gelenler bunlar, yaptıkları, yapacakları, başlarına gelenler ise hepimizin malumudur. Nuri ve Raci Demirağ kardeşler bu ülke için çalıştılar, kazandılar ve harcadılar. Kazandıklarını bu ülke için harcarken kapitalizmle olan mücadelelerini de hatırlamak lazım. O tren raylarının Türkiye’nin dört bir yanında yapımı ile bizzat Atatürk tarafından ‘Demirağ’ soyisimleriyle anılırken, sonrasında gökyüzü için uğraşılarında başlarına gelenler ancak son 20 yıl içerisinde dillendirilirken, Bizim Sivas Gazetesi’nin yapılan havaalanına Demirağ isminin verilmesinde ısrarını da hatırlatmak isterim.  Hiç kimse bu konuda bilgisi olmazken, Gazetemizin bu konuda ısrarının eseri şu anda havaalanımızın Nuri Demirağ olarak anılmasında saklıdır, gurur duyuyorum. Şu anda hemşehrimiz olan Nuri Demirağ bu anlamda da ölümsüz olmuştur ve bir siyaset adamı da olan Nuri Demirağ’ın izinde yapılan teknolojik çalışmalar ise geleceğe olan ümidimizi yeşertmektedir. Aynı şekilde silah sanayi alanında üstün hizmeti olan Nuri Killigil’i de yadetmek gerek. Fabrikasıyla birlikte şehit edilen o güzel insan, silah sanayiinde de mihenk taşıdır. Ve Necmettin Erbakan. Motor Mühendisliği dehası, unutulmaz siyasetçi. Yapmak istediklerinin çoğunu tahayyül bile edemeyenler tahammül edemediler. Kimi direkt ona saldırdı, kimi de endirekt. Kimi dışarıdan ona saldırdı, kimi de içeriden. Ve ömrünü mücadeleyle geçiren Erbakan, ömrünün son nefesine kadar mücadelesini sürdürdü, şahidiz… *** Bugün Sivas’ta TOGG sergilenecek. Mutalaka katılacağım. Ben bu yazımı kaleme aldığım sırada duyurusunu okudum ve gideceğim mutlaka dedim. Ama bu sırada hissiyatımı da kaleme almam gereğini duydum… Rahmetli Necmettin Erbakan’ın da üzerinde çok durduğu ve Devrim arabasında da özel emeğinin olduğunu bilerek TOGG’a olan ilgim daha fazla, bunu hissettim… Garp kafasıyla yaptığımız arabayı, şark kafasıyla benzinini unuttuğumuzun belirtildiği o çirkin benzetmenin ardından geçen 70 yılın ardından arabaya kavuşmanın hissiyatıdır bu.  Dün bir haber okudum, Cumhurbaşanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ve Anadolu Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen Anadolu Kariyer Fuarı’nda Devrim ve TOGG yan yana sergilenmiş. Bu sırada TOGG da ilimizde sergiye alındı. Gönül isterdi ki Devrim arabası da Sivas’a getirileydi, Sivas’ta da sergilenseydi. Çünkü Devrim arabasında Sivas’ın da emeği vardı. Hatırlanacağı gibi Devrim arabası yapımı sırasında motorun model dökümü, yani demir dökümü Sivas’ta yapılmıştı. Cer Atölyesi’nde yapılan bu çalışmayı babam rahmetli de bizlere anlatmıştı, gençliğinin ilk yılları ve fabrikada duyulan o heyecanlı anları biz çocuklarına kaç defa anlatmıştı… Dedim ya, milli ve manevi değerler açısından geçmişten gelen dürtülerin içindeyiz… Biz Müslümanların dürtüsünde kızıl elma vardır, hedefimizdir… Milli duygular oldu mu herşeyden önce gelir, şimdi olduğu gibi… Yerli araba, yerli uçak, yerli tarım, yerli ekonomi, yerli olan bizden olan her şey benim için ön plandadır, siyaset üstüdür… Keşke Devrim arabası da beraberinde gelseydi…