OSMAN HOCA’DAN “LA FONTAİNE” MASALLAR!
Ankara’da hava güzel, saha güzel ve muhteşem Sivasspor taraftarı tribünde yerini almıştı.
Her şey çok güzeldi.
Artık, bu maç başlangıç olsun ve 3 puan bizim olsun düşüncesiydim.
Rakibimiz Keçiörengücü bana göre grubun “zayıf” takımlarından biriydi.
Tabi ki maç başlayana kadar!
Sivasspor, geçmişin dışında farklı bir onbirle çıktı sahaya ve Kaptan Uğur’un yerine Emirhan’ı, Luan Campos’un yerine Emre Gökay’ı gördük kadroda.
İyi dedim, gençler forma şansı buldu!
Nitekim maç başladı ve kontrollü oynayan iki takım gördük karşımızda.
Her iki takımda al gülüm ver gülüm, gol atmaya kimsenin niyeti yok.
Ankara’da Sivasspor’u yalnız bırakmayan ve takımını özleyen taraftar yine kapalı gişe tribündeki yerini almıştı.
Milli aranın ardından bir kıpırdanma beklediğim Sivasspor, aynı tas aynı hamam!
Öyle bir ilk yarı izledik ki inanın gözlerimize inanamadık. "Eyvah!" diyerek yanımdaki arkadaşıma "Bu maç daha önceki maçların kopyası" dedim.
Bu futbolla 3 puan çok zordu!
Gol yemeyelim de belki “kertiş ketenden” bir gol buluruz, şeklinde oyun planımızın ne olduğu belli olmayan bir futbol izledik.
Stadyumun tamamına yakınının, benim gibi düşündüğünü tahmin ediyorum.
Maçta gol atma yükü yine Bekir Böke’nin sırtındaydı. Uğraşıyor didiniyor gibi gözüküyor ama işte bu kadar oluyor, Bekir’le olmuyor!
Gözüme çarpan diğer bir husus ise Emirhan oldu. Defans uyumu, rakip futbolcu takibi ve ikili mücadelelerde çok zayıf kaldı.
Sivasspor, ileri gitmekte sorun yaşıyor. Bölgeler arası geçişlerde sorun var. Oyun esnasında futbolcuların sorumluluk almaktaki tereddütlerini görüyorum.
Genel anlamda Sivasspor'un oyun planı konusunda eksikleri var.
Evet kaliteli bir takımımız yok!
Bireysel yeteneklere sahip özel futbolcularımız hiç yok!
Osman hoca’nın bizi sonuca ulaştıracak oyun “planımızı” göremiyorum.
Sevgili hocamızın bu duruma ciddi şekilde el atması gerekiyor.
Oyuncu değişikliklerini zamansız buluyorum. İşler iyi gitmediğinde müdahalelerini dakika fark etmeksizin yapması lazım.
Gerçi, oyuna giren çıkanı aratıyor. Bunlar nasıl futbolcu olmuş!
Bunları kim izlemiş ve de bu takıma transfer etmiş. Sportif direktör Yakup Ateş bir şaşayla getirildi ama, ama işte...
Saha kenarında biraz heyecanlı durmalı, demeçlerinde de biraz iddialı olmalı diye düşünüyorum.
Bu maçta rakibimiz, Keçörengücü’nün hocası Sedat Ağaçay futbolcular kadar efor sarf etti saha kenarında. Bunu bir örnek olarak vermek istedim.
Osman hoca, her zamanki gibi maç sonu açıklamasında şöyle oynadık böyle oynadık diyor. La Fontaine’den masallar, anlatıyor anlayacağınız.
Ben farklı bir maç izledim, düşüncesine kapıldım biran!
Bu kadrodan ve Osman hoca’dan, kibarca söyleyeyim; bu durumu değiştirmelerini bekliyorum.
Onlardan biraz futbol ve güzel galibiyetler istiyorum. Çok da bir şey istemiyorum aslında.
Son bir tespitim de muhteşem taraftarımıza!
Takıma sahip çıkmaları çok değerli. Her koşulda ve konumda yalnız bırakmıyorlar. Sivasspor, tüm Türkiye'de konuşuluyorsa en önde gelen faktördür taraftarımız.
Takımın itici gücü ve ateşleyici olabilmek için üstün gayret gösterdiler. Üzerlerine düşenin en alasından yaptılar.
Teşekkürler yiğidolar.
Kalın sağlıcakla...
