07 Aralık 2025
weather
5°
42,5354 %0.07
49,5729 %-0.06
5.746,23 % -0,12
Ara

ENGELLERİN ARDINDAKİ BÜYÜK GERÇEK

YAYINLAMA:

Engeller üzerine konuşmak ne kadar kolay, değil mi? Cümleler akıyor, iyi niyetli sözler sıralanıyor, birkaç etkinlik fotoğrafı paylaşılıyor ve gönlümüz rahatlıyor. Oysa 3 Aralık Dünya Engelliler Günü geldiğinde Sivas’ta gördüğüm tablo bana bambaşka bir şey hatırlattı: Engellilik, sadece o gün hatırlanacak bir durum değil; hepimizin hayatının bir köşesinde sessizce durup kendini hatırlatmayı bekleyen bir gerçek.

Sivas’ta kurumların engelli bireylerle bir araya geldiği etkinlikler oldukça değerliydi. Görüntüler güzeldi; yüzlerdeki tebessüm samimiydi. Engelli bireylere moral veren, ailelerine “yalnız değilsiniz” mesajı taşıyan her dokunuş insanı ister istemez duygulandırıyor. Çünkü bu şehirde, bu ülkede, hatta bu dünyada en büyük ihtiyaçlardan biri, insanın insana verdiği moral, destek ve omuz.

Sivas Belediyesi’nin engelsiz park açılışı bunun en somut örneklerinden biri oldu. Bir park… Belki çoğu için sıradan bir yeşil alan. Ama tekerlekli sandalyesiyle parkta rahatça dolaşabilen bir çocuk için dünyanın merkezine dönüşebilecek bir yer. Salıncakta sallanan bir engelli genç için özgürlüğün sesi… Parkların, kaldırımların, yolların, binaların erişilebilir olması; bir lütuf değil, bir hakkın yerine getirilmiş hâli.

Tüm bu güzel etkinlikleri izlerken şunu düşündüm: Her birimiz birer engelli adayıyız. Bu cümle belki klişe geliyor ama hayatın kendisi klişelerin içinde saklı değil mi? Bir hastalık, bir kaza, bir anlık dikkatsizlik… İnsanın kaderi çoğu zaman saniyeler içinde değişebiliyor. İşte o an geldiğinde, engelli bireylerin bugün yaşadıkları zorlukları yaşamaya başladığımızda anlayabiliyoruz bazı şeyleri.

Peki, anlayabilmek için mutlaka o zorluğu yaşamak mı gerekiyor? Elbette hayır. Empati tam da bu yüzden var. Bir kaldırımın ortasına park edilen aracın ne anlama geldiğini, bir rampanın yapılmamasının nasıl bir engel oluşturduğunu, görme engelli bir bireyin hissederek ilerlediği sarı çizginin üzerine bırakılan basit bir reklam panosunun bile nasıl bir tehlikeye dönüşebileceğini düşünmek bile bizi değiştiriyor.

3 Aralık bir kutlama günü değildi aslında; farkındalık günüydü. Biz fark ettikçe değişiyoruz. Değiştikçe hayatı herkes için kolaylaştırıyoruz. Engelleri kaldırmak bazen büyük projelerle değil, küçük duyarlılıklarla başlıyor.

Sivas’ta sergilenen tüm iyi niyetli adımlar umut verici. Ama gerçek değişim, o etkinliklerin ötesine geçip günlük hayatın içine sızdığında anlam kazanacak. Bir gün değil, her gün… Bir etkinlik değil, sürdürülebilir politikalar… Bir tebessüm değil, kalıcı çözümler…

Çünkü engellilik bir ayrım değil; hayatın doğal bir parçası. Hepimiz bir gün, bir an, o parçada yer alabiliriz.

İşte bu düşünceyle empati sadece duygusal bir refleks olmaktan çıkıp davranışa dönüşmeli. Sözle değil, eylemle. Hatırlamakla değil, sahiplenmekle.

Engelleri kaldırmak zor değil. Zor olan, bazen kendi içimizdeki duyarsızlık duvarlarını aşmak. Ama bunu yaptıktan sonra her şey çok daha kolaylaşıyor.

Ve o zaman anlıyoruz: Gerçek engel, engelli bireylerde değil; onları görmekte geciken bakışlarımızda.

Vesselam…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *