Hayatın akışı bazen insanı beklenmedik yollara sürükler. Kimi zaman bu yollar, alışılmış bir mesleği terk edip yeni bir alanda sıfırdan başlama cesareti gerektirir.
Sivas’ta yıllarca gazetecilik yapmış Suat Duman’ın hikâyesi tam da böyle bir dönüşümün hikâyesi.
Uzun yıllar boyunca şehrin nabzını tutan, haberlerin izini süren Suat Duman, bir gün gazetecilik kariyerini ardında bırakıp fotoğrafçılık yolculuğuna başladı.
Gazetecilik; bilgiye, detaylara ve insan hikâyelerine odaklanmayı gerektirir. Bu yönüyle fotoğrafçılığa geçiş, ilk bakışta büyük bir değişim gibi görünse de, aslında yaratıcı bir devam niteliği taşıyor.
Suat Duman, sıradan bir fotoğrafçı olmanın ötesine geçerek, Sivas’ta nadir bulunan bir sanat dalına yöneldi:
İris fotoğrafçılığı.
İnsan gözünün eşsiz yapısını detaylarıyla ortaya koyan bu teknik, kişiye özel sanat eserleri yaratıyor.
İnsan gözü, benzersiz renk geçişleri ve desenleriyle, tıpkı bir parmak izi gibi her bireye özgüdür. Suat Duman, bu eşsizliği sanata dönüştürerek Sivas halkına hem kalıcı hem de özgün bir hatıra sunuyor.
İris fotoğrafçılığı, şehirde sadece iki kişi tarafından yapılıyor ve Suat Duman bu yeniliği Sivas’a taşıyan öncülerden biri.
Gözlerin anlatacak hikâyeleri olduğunu düşünen Duman, gazetecilikteki gözlem yeteneğini şimdi fotoğrafçılıkta kullanıyor.
Her göz, bir hikâye, her detay bir yaşanmışlık... Yıllar önce haberlerinde anlattığı insan hikâyelerini şimdi ışık ve renklerle ölümsüzleştiriyor.
Gazetecilikte kazandığı disiplin ve bakış açısını, fotoğrafçılıkta bir avantaja dönüştüren Duman, Sivas gibi küçük bir şehirde sanat ve yaratıcılıkla fark yaratmayı başardı.
Onun hikâyesi, yeni başlangıçlar için asla geç olmadığını gösteriyor. İster bir haberin peşinde koşarken, ister bir gözün derinliğini kayda alırken, Suat Duman’ın yaptığı şey hep aynı: Hikâyeleri keşfetmek ve anlatmak. Sivas’ın sanat dünyasında sağlamlaştıran Duman, bugün şehrin sadece eski bir gazetecisi değil, gözlerden sanat yaratan bir fotoğrafçısı olarak tanınıyor.