İstanbul’da Barbaros heykelinin arka tarafında yani kuzeyinde Deniz Müzesinin karşı tarafında Beşiktaş Sinan Paşa Camii vardır.
Teyzemin kızı ve damadı Beşiktaş’ta otururlar. Bir İstanbul ziyaretinde onlara uğradım, evlerine gidiyoruz yolda birine rastladık, adam bizi durdurdu. “O bardakları oraya bırakan bizdik” dedi.
“Biz bir gün kafaları çekelim dedik bir rakı aldık arkadaşlarla bir iki çay bardağı ,biraz çerez aldık. O caminin köşesinde sakin bir yer vardır, oraya gittik ve içtik .Birkaç gün sonra baktım ki oraya birileri geliyor elini açıp dua ediyor . Aralarında ‘Burada bardakçı baba yatıyormuş burası onun türbesi imiş’ diyenler var.”
Sonra çeşitli yayın organlarında haber olmaya başladı. Ben dayanamadım ve gittim dedim ki “Oradaki bardakları bırakan da biziz ,biz orada içtik bardakları bırakan da biziz. Ortada ne bardakçı baba ne de evliya var.” Bunun üzerine orayı tertemiz ettiler. Bardakçı baba diye birinden yani uyduruk birinden kurtulmuş olduk.
Peki bizi Aziz Vlas’tan kim kurtaracak. Vicdan sahibi bir rakı içen mi? Sivas’ı ve Sivaslıyı bir fetö projesine bağlı olan ve (dinler arası diyalog projesi kapsamında) Sivas’ı birilerine peşkeş çekmek isteyen birkaç kendini bilmez mi?
Sen daha Gök Medresenin içindekilerle ilgili tanıtım yazılarını yazmayı beceremezken, bu işlerden uzak sofra sofra gezerken Allah’a şükür ki bu memlekette okuyan yazan hepsinden önemlisi iğne ile kuyu kazar gibi araştırma yapanlar var da hakikati ortaya çıkarıyorlar. Allah hepsinden razı olsun ve sayılarını artırsın.
.....
Aydın’ın ilçesi Selçuk.
Orada Sivas’da yetişmiş hem de köle olarak yetişmiş bir tarihi şahsiyet var . Şihabuddin Ahmed es-sivasi.
Bu adam köle, efendisinin yanında çalışırken derslere devam ediyor. Onun derslere devam ettiğini fark eden efendisi onu hürriyetine kavuşturuyor. Ve bu kişi büyük bir alim. Aydınoğulları bu adamı Selçuk’a -o günkü adı ile Ayasluk’a - götürüyor bir medrese yaptırıyorlar ve orada ders verdiriyorlar .Küçük bir medrese, bakıma muhtaç. Biz bu gerçek kişilere sahip çıkamıyoruz ama elin Hristiyanı geliyor bir rüya gördüğünü iddia ediyor Ayaslığ’un adı önce Ayasluğ sonra Selçuk sonra Efes dah sonra da Meryem ana ya dönüşüyor.
Meryem ana buraya gelmiş midir ? Bilen yok. Hazreti İsa burada doğmuş mudur? Hayır, çünkü Hristiyanlara göre Kudüs'te Beyt el-Lahimde doğmuştur. Hz Meryem buraya nereden ,nasıl, hangi yollarla gelmiştir bilen yok .Bilimsel ispatı var mı? O da yok. Sadece uydurulmuş bir rüya var.
Meryem Ana’nın kabrinin burada bulunduğu iddiası, Anna Katharina (ö. 1824) adlı bir kadının rüyasına dayandırılır. Bu Alman bir gün güya bir rüya görüyor. Bu rüya üzerine burası oluyor Meryem ana .Oraya birde Meryem ana evi konduruyorlar koca bir alan oluyor sana Meryem ana.
Ekrem Hakkı Ayverdi ve Semiha Ayverdi bu konuyu yazdıkları küçük bir risalede gayet güzel anlatırlar. Merak edenler bu risaleyi bulup bu gülünçlüğü okuyabilirler. Bizde gayr-i Müslimlere ait yerleri bulup ortaya çıkarma çok kolay hemen bir rüya ve buradaymış gelin bir anıt dikelim üstüne birde mum yakalım hep beraber seyrine bakalım. Anadolu işte böyle karış karış elden çıkıyor.
Alın size bardakçı baba,
Alın size Aziz Vlas,
Alın size Meryem ana.
Tepe tepe kulanın .Yeni Vlaslar ,bardakçı babalar ve Meryem analar bulmak üzere.