Tam 30 yıldır dericilik mesleğini icra eden usta Sarp Özden, el sanatlarının en zorlu ama en değerli dallarından biri olan dericiliğin, çırak yetişmemesi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Özden, "Deri en güvenilir, en sağlıklı ve en dayanıklı üründür. İnsanlar bir kez alsınlar, yıllarca kullansınlar," diyerek zanaatının değerine vurgu yaptı.
14 Yaşında Başlayan Sanat Yolculuğu
1996 yılında, henüz 14 yaşındayken bu mesleğe adım attığını belirten Sarp Özden, derinin tabakhanelerde başlayan ve ustanın elinde bir sanata dönüşen yolculuğunu anlattı. Özden, "İşlenmiş halde gelen deriler, inceltilerek kıyafet haline getiriliyor. İstenilen renklere boyanan deriler, ustaların elinde adeta bir sanata dönüşüyor. Örneğin, bir mont için ortalama 5-6 koyun derisi gerekiyor. İşçiliği çok önemli çünkü deri sadece bir malzeme değil, aynı zamanda bir sanattır," dedi.
"Eğitim Sistemi Çıraklığı Bitirdi"
Mesleğin geleceğiyle ilgili en büyük endişesinin çırak yetişmemesi olduğunu vurgulayan 30 yıllık usta, bu durumu eğitim sistemine bağladı: "Biz bu işe küçük yaşta başladık. Bugünkü 4+4+4 eğitim sisteminde gençler liseyi bitirince bu mesleğe giremiyor. Dericilik, erken yaşta öğrenilmesi gereken bir sanat. Türkiye’de artık sadece orta yaşlı ve yaşlı ustalar kaldı. Eğer alttan çırak gelmezse bu meslek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya."
"Paranızı Deriye Yatırmanız En Doğru Tercih"
Deri ürünlerinin kalitesine ve sağlığına da değinen Özden, vatandaşlara şu önemli tavsiyede bulundu: "Deri en güvenilir, en sağlıklı ve en dayanıklı üründür. İnsanlar giyimde ya da kemerde mutlaka deri tercih etsin. Bir kez alsınlar, ömür boyu, yıllarca kullansınlar. Hem sağlıklıdır hem de çok uzun ömürlüdür. Paralarını geçici, sentetik ürünlere değil, deriye yatırmaları en doğru tercihtir."