Sivas, 65 yılın en sert kuraklığıyla karşı karşıya. Yalnızca şehir değil, tüm Türkiye bu felaketin etkisi altına girdi. Kızılırmak’ın geçtiğimiz yaz aylarında ortaya koyduğu düşük debi, yaklaşan tehlikenin en net göstergesi olmuştu. Şehrin can damarı 4 Eylül Barajı’nda su seviyesinin dip noktaya gerilemesi ise alarm zillerini çaldı. Sonbaharın ilk günleriyle birlikte tüm gözler gökyüzünden gelecek yağmur damlalarına çevrildi.

Anadolu’ya yayılan kuraklık endişesi

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2024-2025 kuraklık haritası, Sivas’ta başlayan endişeyi Türkiye’nin dört bir yanına taşıdı. Güneydoğu ve İç Anadolu bölgeleri, “Şiddetli Kuraklık (D3)” seviyesinde yer aldı. Bu tablo, tarım ve hayvancılığın geleceğini tehdit eden en kritik döneme işaret ediyor.

Tarlalar çatladı, barajlar alarm veriyor

Son iki yıl Türkiye için adeta bir kabus oldu. Yağışlar uzun yıllar ortalamasının yüzde 40 ila 60 altında kaldı. Bu tablo, hem tarlaları kuruttu hem de barajları boşalttı. Tarımsal üretimdeki kayıplar zincirleme şekilde hayvancılığı da vurdu. Yem bitkilerinin üretilememesi, maliyetleri katladı ve üreticiyi çaresiz bıraktı.

Üretimde rekor düşüş

Yağışların yüzde 48 ila 55 oranında azalması, buğday, arpa ve mercimek gibi stratejik ürünlerde yüzde 20 ila 35 arasında düşüşe yol açtı. Toprağın susuzluğu sofralara da yansıdı. Gıda güvenliği açısından kritik bir dönemin başladığına dikkat çekiliyor.

Kangal’dan yükselen farkındalık Sivas’ta taçlandı
Kangal’dan yükselen farkındalık Sivas’ta taçlandı
İçeriği Görüntüle

Umut sonbahar yağışlarında

Sivas’ta çiftçi de şehirde yaşayanlar da gözünü gökyüzüne çevirmiş durumda. Sonbahar ve kış aylarında beklenen yağışların, hem barajları doldurması hem de toprağı canlandırması kritik önem taşıyor. Ancak beklenen yağışlar gelmezse, Türkiye su ve gıda güvenliği açısından daha zor günlerle karşılaşacak.

Muhabir: Selim Çetinkaya