Sivas basınının duayen isimlerinden Yücel Yönal, 1960’lı yıllarda başladığı gazetecilik yolculuğunu anlatarak, teknolojinin olmadığı dönemlerde haberin peşinde koşmanın nasıl bir mücadele gerektirdiğini gözler önüne serdi.
83 yaşındaki tecrübeli gazeteci, mesleğe başladığı yıllarda Sivas'ta sadece üç taksinin bulunduğunu, ilçelere ulaşımın saatler sürdüğünü ve köylere eşek ya da at sırtında gidildiğini belirtti. Bugün cep telefonlarıyla saniyeler içinde yapılan haberciliğin, geçmişte büyük özveri ve sabırla sürdürüldüğünü vurguladı.
Otobüs dolmadan kalkmazdı, köye ulaşmak gün alırdı
Yönal, o dönemde ilçelere gitmek için saatlerce otobüs beklediklerini, köylere ise hayvanlarla yolculuk yapıldığını anlattı. İlk yıllarda kendi imkanlarıyla aldığı mobiletin, işlerini bir nebze olsun kolaylaştırdığını söyledi.
Haber yarışında daktilo ve postane vardı
Teknolojiyle arasının hala tam anlamıyla iyi olmadığını dile getiren Yönal, Ankara’ya haber göndermek için araçlarla yolculuk yaptıklarını ve postanede saatlerce sıra beklediklerini hatırlattı. Haberin aciliyetine göre “normal, acele, yıldırım” olarak sınıflandırıldığını ve buna göre daha fazla ücret ödendiğini belirtti.
Maç haberinde bir golle her şey değişirdi
Yönal, özellikle spor muhabirliğinde zamanla yarıştıklarını ifade ederek, maçın son dakikasında gelen bir golün haberi tamamen değiştirdiğini söyledi. Bu nedenle postanede görevli kadınlara haberi sözlü olarak yazdırdıklarını ve yanlış anlaşılmaların yaşandığını anlattı.
"Bugünkü gazetecilik, bizim çabamızın üstünde"
Genç gazetecilerin bugün internet üzerinden saniyeler içinde haber geçtiğini vurgulayan Yönal, geçmişin zorluklarıyla bugünün hızına dikkat çekti. Haberin değeri kadar, ona ulaşma mücadelesinin de unutulmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
