Sivas'ta unutulmaya yüz tutmuş, yüz yıllık bir gelenek olan "gelin hamamı", düzenlenen görkemli bir organizasyonla adeta küllerinden yeniden doğdu. Kadınların yoğun ilgi gösterdiği etkinlik, kültürel hafızanın ne kadar canlı olduğunu ve nesiller boyu aktarılan bu mirasın kalplerde yaşamaya devam ettiğini gözler önüne serdi.
Buharlar Arasında Tarihe Yolculuk
Bir zamanlar düğünlerin vazgeçilmezi olan, ancak modern yaşamın hızıyla giderek unutulan gelin hamamı ritüeli, Sivas'ta yeniden hayat buldu. Sıcak hamamın buharları arasında yankılanan kahkahalar, bakır taslardan dökülen suların şırıltısına karıştı. Özenle hazırlanmış hamam bohçaları, geleneksel şerbetler ve kına tepsileri, katılımcıları adeta yüz yıl öncesine, samimi bir Anadolu düğünü atmosferine taşıdı.
Organizasyonun imtiyaz sahibi Özlem Alpaslan Şimşek, bu özel projeye başlarken tek bir amaçları olduğunu belirtti: "Sivas’ın unutulmaz gelin hamamı geleneğini yeniden canlandırdık. Bu sadece bir etkinlik değil, kültürel bir mirasın yeni nesillere aktarılmasıdır.” Şimşek'in sözleri, projenin ardındaki derin anlamı ve kültürel sorumluluğu ortaya koydu.
"Bu Gelenek Hâlâ Kalplerde Yaşıyor"
Gelin hamamının sadece bir temizlenme ritüeli olmadığını, aynı zamanda kadınlar arası dayanışmanın, dostluğun ve neşenin doruğa çıktığı bir sosyal buluşma olduğunu vurgulayan Şimşek, etkinliğin başarısını şu sözlerle özetledi:
“Misafirlerimizin yüzlerindeki gülümseme, söyledikleri türküler ve yaşadıkları samimi atmosfer bize gösterdi ki, bu gelenek hâlâ kalplerde yaşıyor. Maniler atıldı, türküler söylendi ve o eski günlerdeki gibi saf bir mutluluk paylaşıldı."
Yoğun İlgi, Büyük Beğeni
Beklenenin çok üzerinde bir ilgiyle karşılaşan organizasyon, Sivaslı kadınlardan tam not aldı. Katılımcılar, hem eğlenceli hem de duygu dolu anlar yaşadıklarını belirterek, bu tür kültürel etkinliklerin devam etmesi gerektiğini dile getirdi. Gelen olumlu geri dönüşler, Sivas’ın köklü geleneklerinin yaşatılmasının toplumsal bir ihtiyaç olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Şehrin kültürel dokusunu korumak ve gelecek nesillere aktarmak adına atılan bu önemli adım, unutulmuş diğer geleneklerin de yeniden canlandırılması için bir umut ışığı oldu.
