Dünya Sağlık Örgütü'nü (DSÖ) alarma geçiren ve Çin'de 7 binden fazla kişide görülen Chikungunya virüsü, "küresel salgın" riskiyle dünyanın gündemine oturdu. Adını Tanzanya'daki yerel bir dilden alan ve 'iki büklüm yapan' anlamına gelen bu gizemli virüsle ilgili en yetkili ağızlardan biri olan Medicana International Ankara Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gülay Kılıç, paniğe kapılmamak gerektiğini belirterek en kritik bilgiyi paylaştı: "Telaş edilecek bir şey yok, iyi tarafı insandan insana bulaşmıyor."
GÜNDÜZ ISIRAN SİVRİSİNEKLE GELEN TEHLİKE
Uzmanlar, Chikungunya virüsünün 'Aedes' türü sivrisineklerin ısırığıyla bulaşan, ateşli ve oldukça ağrılı bir hastalık olduğunun altını çiziyor. Genellikle Afrika ve Hint Okyanusu çevresinde görülen virüsün, daha önce pek rastlanmadığı Çin'de binlerce vakaya yol açması, DSÖ'yü acil eylem planı hazırlamaya itti.
Dr. Gülay Kılıç, durumun ciddiyetini ve nasıl yayıldığını şu sözlerle özetliyor: "Bu virüsü taşıyan sivrisinek Türkiye'de de tespit edildi. Olay, enfekte bir insanı ısıran sivrisineğin, kanını emdikten sonra virüsü tükürük bezleriyle taşıyıp başka bir insanı ısırarak hastalığı bulaştırmasıyla gerçekleşiyor."
"HASTALIK ÇOK RİSKLİ DEĞİL AMA AĞRISI DRAMATİK"
Peki bu virüs vücuda girdiğinde ne oluyor? Dr. Kılıç, belirtilerin diğer viral enfeksiyonlara benzediğini ancak iki önemli farkla ayrıştığını belirtiyor: "Halsizlik, kas ağrısı, baş ağrısı gibi belirtiler var ancak bu virüsün alametifarikası çok yüksek ateş ve dayanılmaz derecede şiddetli eklem ağrısıdır. Hastaları bir hafta boyunca adeta yatağa düşürüyor ama hayati riski düşük bir hastalık. Spesifik bir ilacı yok, ateş düşürücüler ve bol sıvı takviyesi ile atlatılıyor."
Ancak Dr. Kılıç, diyabet, hipertansiyon, kanser gibi kronik hastalığı olanlar ve bebekler için tehlikenin daha büyük olabileceğini ve hastaneye yatış gerekebileceğini de ekliyor.
TÜRKİYE İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR MU?
En çok merak edilen soru ise virüsün Türkiye'ye gelip gelmeyeceği. Dr. Gülay Kılıç, bu konuya netlik kazandırıyor: "Hastalığı taşıyan Aedes türü sivrisinekler, özellikle İstanbul'da yapılan çalışmalarda görüldü. Bu, Türkiye'nin herhangi bir yerinde olabilecekleri anlamına gelir. Henüz Türkiye'de ilan edilmiş resmi bir Chikungunya vakamız yok. Gördüğümüz vakalar genellikle riskli bölgelere seyahat edip dönen kişiler oluyor."
Uzmanlar için asıl endişe kaynağı, yurt dışından virüsü kaparak dönen bir kişinin, Türkiye'de bulunan Aedes sivrisineği tarafından ısırılması ve bu yolla yerel bir yayılımın başlaması ihtimali.
Peki Ne Yapmalı? İşte Altın Değerinde Tavsiyeler
Dr. Kılıç, paniğe gerek olmadığını vurgularken, özellikle seyahat edenler için basit ama etkili korunma yöntemlerini sıraladı:
-
Sivrisineklere Dikkat: Bu sivrisinek türü genellikle gündüzleri, sabah ve öğleden sonra saatlerinde aktif oluyor.
-
Doğru Giyinin: Riskli bölgelerde uzun kollu, kapalı giysiler tercih edin.
-
Kovucuları Kullanın: DSÖ'nün de önerdiği, toksik olmayan etkili sinek kovuculardan faydalanın.
-
Uyurken Önlem Alın: Gündüz uykusu sırasında mutlaka cibinlik kullanın. Klima ve odaya konulan sinek kovucular da koruma sağlar.
-
Seyahat Sonrası Alarmda Olun: Riskli bölgelere yaptığınız bir seyahatten sonra yüksek ateş ve şiddetli eklem ağrısı gibi belirtiler yaşarsanız, vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurun.