Boşanma sonrası mal paylaşımı davalarında sıkça karşılaşılan bir soruna Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nden emsal niteliğinde bir çözüm geldi. Yüksek Mahkeme, evlilik birliği içinde bir eşin diğerine yaptığı mal devrinin (örneğin tapu devri), aksi açıkça ispatlanmadıkça "bağışlama" olarak kabul edilemeyeceğine hükmetti. Bu karar, "güvenerek eşimin üzerine yapmıştım" diyenleri haklı çıkarabilir.

NET BAĞIŞ İRADESİ ŞART

Yargıtay kararında, mal rejiminin tasfiyesi sırasında bir mal devrinin bağış olarak değerlendirilebilmesi için, bağışlama iradesinin "duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık olması gerektiği" vurgulandı. Yani, sırf tapunun veya malın diğer eş adına kaydedilmiş olması, tek başına o malın bağışlandığı anlamına gelmiyor.

YAYGIN UYGULAMA GÜVENE DAYANIYOR

Yargıtay, kararında önemli bir tespitte bulundu: "Uygulamada genellikle eşler, evlilikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, taşınmazı diğer eş adına tescil ettirmektedir." Yüksek Mahkeme, bu güven ilişkisine dayalı devirlerin, açık bir bağış beyanı veya bunu gösteren başka deliller (mesaj, tanık vb.) olmadıkça, mal paylaşımında bağış olarak kabul edilmesinin hatalı olacağını belirtti.

KUŞADASI'NDAKİ DAVA ÖRNEK OLDU

Bu emsal karar, Kuşadası'nda görülen bir davada verildi. İlk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesi, bir kooperatif hissesinin davacı eşten davalı eşe devrini, davacının boşanma dosyasındaki bazı beyanlarına dayanarak "bağış" kabul etmiş ve davayı reddetmişti. Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, açık bir bağış iradesi ispatlanamadığı gerekçesiyle bu kararı bozdu ve dosyayı yeniden yerel mahkemeye gönderdi.

Sivas'ta Tritikale Üretiminde Türkiye’yi Sırtlayan Topraklar
Sivas'ta Tritikale Üretiminde Türkiye’yi Sırtlayan Topraklar
İçeriği Görüntüle

AVUKAT KARAMERCAN: HAKKANİYETE UYGUN BİR KARAR

Kararı değerlendiren İstanbul Barosu üyesi Avukat Fatih Karamercan da Yargıtay'ın kararının yerinde olduğunu belirtti. Karamercan, "Yargıtay'ın yerleşik uygulaması, bağış iradesinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya koyulmasını aramaktadır. Bu karar hakkaniyete ve doktrin görüşlerine uygundur" dedi.

Bu emsal karar, boşanma sonrası mal paylaşımı davalarında, özellikle güvene dayalı olarak eşlerden birinin üzerine kaydedilmiş malların akıbeti konusunda önemli bir hukuki çerçeve çiziyor ve ispat yükümlülüğünün önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

Kaynak: İHA