Erzincan'da kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte, yöre halkının "bin derde deva" olarak adlandırdığı ve sofraların vazgeçilmezi olan kuşburnu için zorlu bir hazırlık süreci başladı. Doğanın sunduğu bu C vitamini deposu meyveyi kışa hazırlamak isteyen köylü kadınlar, dikenli dallar arasında hummalı bir mesai yürütüyor.

Dağlardan Sofralara Uzanan Meşakkatli Yolculuk
Erzincan'ın dağ yollarına sabahın erken saatlerinde düşen kadınlar, eldivenlerle korunarak kovalarca kuşburnu topluyor. Köy sakinlerinden Ayşe Toprak, kuşburnu toplama sezonunun son demlerini yaşadıklarını belirterek, asıl zahmetin toplama sonrası işleme sürecinde başladığını dile getiriyor.
Toprak, bu süreci şu sözlerle anlattı: "Topladığımız kuşburnları önce olgunlaşması için güneşte bekletiyoruz. Ardından tandırda ateşte pişirip eziyoruz. Sonra katılaşana kadar kaynatıp reçelini ve marmelatını yapıyoruz. Sıcak sıcak kavanozlara koyup kışın bolca tüketiyoruz, çünkü kuşburnu her derde derman."

Kış Aylarının Vazgeçilmez Şifa Kaynağı
Yöre halkı arasında doğal bir şifa kaynağı ve alternatif tıp amaçlı sıkça kullanılan kuşburnunun, özellikle öksürük ve gribal enfeksiyonlara iyi geldiği biliniyor. Ayrıca kalp-damar sağlığını desteklediği ve mide-bağırsak rahatsızlıklarını hafiflettiği de ifade ediliyor.
Toplanan meyveler, önce güneşte doğal yollarla olgunlaştırılıyor. Ardından büyük kazanlarda yaklaşık iki saat boyunca kaynatılıyor. Bu kritik aşamadan sonra meyve, özel bir işlemle kevgirden geçirilerek çekirdeklerinden ve kılçıklarından tamamen ayrıştırılıyor ve marmelat ile reçel yapımına hazır hâle geliyor.
Özel Tatlı Çorbanın Ana Malzemesi
İşlemden geçirilen kuşburnu suyunun bir kısmı ise yörenin özel günlerde hazırlanan geleneksel bir lezzeti olan tatlı çorbanın ana malzemesini oluşturuyor. Üzüm, buğday, kayısı ve erik gibi diğer malzemelerle birleşerek pişirilen bu yöresel çorba, Erzincan'da uzun kış akşamlarının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Kuşburnu, her haliyle Erzincan sofralarındaki yerini sağlamlaştırıyor.