Baharın gelişiyle birlikte doğa adeta yeniden doğarken, pek çok kişi için zorlu bir dönem de başlıyor: Alerji mevsimi! İlkbaharın o güzelim kokularıyla birlikte havaya karışan polenler; ardı arkası kesilmeyen hapşırık nöbetleri, burun tıkanıklığı ve gözlerdeki dayanılmaz kaşıntılarla hayat kalitesini düşürüyor. Peki, bu mevsimsel kabustan korunmak ve rahat bir nefes almak mümkün mü?
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hasan Ölmez, "Bir damla ihmal, bir mevsim rahatsızlık" diyerek konunun önemine dikkat çekti ve polen alerjisi hakkında bilinmesi gereken tüm detayları, korunma yollarından etkili tedavi yöntemlerine kadar kapsamlı bir şekilde anlattı.
POLEN NEDİR? NEDEN BAHARDA ARTIYOR?
Doç. Dr. Ölmez, polenlerin bitkilerin üremesi için gerekli olan ve çapları 10-100 mikron arasında değişen toz tanecikleri olduğunu belirtti. Bu küçük boyutları nedeniyle burun ve solunum yollarına kolaylıkla girebildiklerini vurgulayan Ölmez, iklim değişikliklerinin de daha fazla polen üretimine yol açtığını ifade etti. Özellikle çam, zeytin, kavak ve çayır otlarının başlıca alerji kaynakları olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ölmez, "Bu ağaçların polenleri ilkbahar ayları ile birlikte havada daha fazla bulunur, bu da alerjik bireylerde semptomların artmasına sebep olur. Bazı bitkilerin polenleri ise genellikle yaz sonu ve sonbahar başında yoğunlaşır ve tarım faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir," dedi.
HER 10 KİŞİDEN 2 VEYA 3'Ü ETKİLENİYOR! O SAATLERE DİKKAT!
Alerjik rinitin ülke genelinde toplumun yüzde 20 ila 30’unu etkilediğini belirten Doç. Dr. Ölmez, çarpıcı rakamlar paylaştı: "Bu bahar döneminde hastaların yüzde 60’ında burun tıkanıklığı, göz yaşarması, hapşırık ve baş ağrısı şikayetleri artar. Alerjik astım atakları da bu dönemlerde yüzde 30 oranında artar." Polenlerin en yoğun olduğu sabah 05.00 ile 10.00 saatleri arasında dışarı çıkmanın alerjik atak riskini ciddi şekilde artırdığını vurgulayan Ölmez, alerjik rinitin çocuklar, yaşlılar, kronik rahatsızlığı olanlar ve sigara içenleri daha fazla etkilediğini ekledi.
ALERJİNİN SİNYALLERİ NELERDİR?
Doç. Dr. Hasan Ölmez, sıkça görülen alerjik hastalıkların belirtilerini şöyle sıraladı:
Alerjik Rinit: Sürekli hapşırık, burun akıntısı, gözlerde kaşıntı, sulanma ve boğaz kaşıntısı.
Alerjik Konjonktivit: Gözlerde kaşıntı, kızarıklık, sulanma, ışığa hassasiyet, gözaltında mor halkalar.
Alerjik Astım: Özellikle gece ve sabaha karşı artan kuru öksürük, nefes darlığı, hışıltılı solunum. Eforla veya polen mevsiminde şikayetler artıyorsa bu astımı düşündürür.
Şikayetlerin haftada 4 günden fazla ve 4 haftadan uzun sürmesi durumunda kronik alerjiden şüphelenilebileceğini belirten Ölmez, klinik şikayetlerin tanının yüzde 80’ini oluşturduğunu, deri testinin en yaygın tanı yöntemi olduğunu ve alerjik astımda solunum fonksiyon testi yapıldığını ifade etti.
TEDAVİDE ALTIN KURALLAR VE KORUNMA YÖNTEMLERİ
Doktor tarafından önerilen ilaçların doğru ve düzenli kullanımının hayati önem taşıdığını vurgulayan Doç. Dr. Ölmez, "İlaçlar sadece semptom başladığında değil, koruyucu amaçlı düzenli kullanılmalıdır. Astım ilaçları düzensiz kullanılırsa atak riski ve acil başvurular artar. Nazal spreyler en az 2 hafta düzenli kullanılırsa tam etki gösterir," dedi. İlaç tedavisine rağmen semptomlar kontrol altına alınamıyorsa, alerji aşısının (immünoterapi) yüzde 90'a varan başarı oranıyla etkili bir çözüm olabileceğini ve en az 3 yıl düzenli uygulanması gerektiğini belirtti. Aşı tedavisinin ilaç ihtiyacını azalttığını, alerjinin astıma dönüşmesini önleyebileceğini ve uzun vadede kalıcı fayda sağlayabileceğini ekledi.
Korunmak için ise şu önerilerde bulundu: "Sabah saatlerinde camların kapalı olması, polen yoğunluğunun olduğu saatlerde dışarı çıkılmaması, eve gelince kıyafetlerin değiştirilmesi ve duş alınması önemlidir. Maske kullanımı polenleri yüzde 90 oranında filtreler. Araç ve evlerde HEPA filtre kullanımı da faydalıdır."
"DOĞRU HEKİM, DOĞRU TANI, DÜZENLİ TEDAVİ ŞART!"
Doç. Dr. Hasan Ölmez, son olarak şu mesajı verdi: "Alerjik hastalıklar hayat kalitesini bozan, fakat önlem ve tedaviyle kontrol altına alınabilecek hastalıklardır. En önemlisi doğru zamanda, doğru hekimle buluşmaktır. Alerjik hastalıklar hayatı çekilmez hale getirebilir ama doğru hekim, doğru tanı ve düzenli tedavi ile bu dönemi rahat atlatmak mümkün. Unutmayın; polenlerden kaçınmak, ilaçları düzenli kullanmak ve gerektiğinde immünoterapi başlamak yaşam kalitenizi artırır."