Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Sivas ve çevresinde Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) endişesi yeniden başlarken, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nden (TOGÜ) gelen bir açıklama, konunun bilinmeyen bir yönünü daha ortaya çıkardı. Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Keskin, Türkiye'nin kene faunasının değiştiğini ve göçmen kuşlarla ülkeye sürekli yeni kene türlerinin giriş yaptığını belirtti.

Gökyüzünden Gelen "Davetsiz Misafirler"

Prof. Dr. Adem Keskin, Türkiye'nin coğrafi konumunun, onu Asya, Avrupa ve Afrika arasında göçmen kuşlar için doğal bir köprü haline getirdiğini vurguladı. Bu durumun, sadece kuş gözlemcileri için değil, aynı zamanda halk sağlığı uzmanları için de önemli sonuçları var. Çünkü bu kuşlar, kanatlarının altında binlerce kilometrelik yolculuklarında onlara eşlik eden "davetsiz misafirler" taşıyor: Keneler. Prof. Dr. Keskin, özellikle ilkbahar ve sonbahar göç dönemlerinde çok sayıda kenenin bu yolla Türkiye'ye ulaştığını ifade etti.

10 Yeni Tür Tespit Edildi: Panik Gerekli mi?

Yapılan bilimsel çalışmalar, bu "hava yolu" taşımacılığının somut sonuçlarını gözler önüne seriyor. Prof. Dr. Keskin, 2010 yılından bu yana Türkiye'de daha önce varlığı bilinmeyen tam 10 farklı yeni kene türünün tespit edildiğini açıkladı. Bu bilgi ilk başta endişe verici görünse de, Prof. Dr. Keskin hemen ardından yüreklere su serpen bir detayı paylaştı: "Bu türlerin insan sağlığı açısından doğrudan bir riski yok."

Uzman isim, KKKA hastalığının ana taşıyıcısının hala bilinen "Hyalomma marginatum" türü olduğunu ve yeni tespit edilen türlerin çoğunun bu ölümcül virüsü taşıma veya bulaştırma potansiyelinin olmadığını belirtti. Yani, yeni türlerin varlığı, bilimsel bir takip gerektirse de, halk için bir panik nedeni oluşturmuyor.

Bilim İnsanları Takipte

TOGÜ'nün, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitoloji Araştırma Merkezi ile ortak yürüttüğü projelerle bu değişim yakından izleniyor. Bu çalışmalar sayesinde Türkiye için üç yeni kene türünün varlığı daha kayıtlara geçirildi. Prof. Dr. Keskin, "Sivrisinek, parazit ya da kene; bunlar ticaret, göç ya da doğal yollarla da ülkemize ulaşabiliyor," diyerek ekosistemin dinamik yapısına ve bilimsel takibin önemine dikkat çekti.

Kaynak: İHA