Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde, geleceğin en parlak mesleklerinden birine sahip olan 21 yaşındaki bir genç, herkesi şaşırtan bir karara imza attı. Bilgisayar programcılığı diplomasını duvara asan İbrahim Kızıl, ekranların ve kodların dünyasından sıyrılarak, doğanın kalbinde, "dostlarım" dediği arıların arasında yepyeni bir hayata başladı.
"KENDİMİ BİLDİM BİLELİ BU İŞİN İÇİNDEYİM"
Türkoğlu'na bağlı Uzunsöğüt Mahallesi'nde yaşayan İbrahim Kızıl, aslında alışılmışın dışında bir tercih yapmadı. O, çocukluğunun geçtiği, babasının 30 yıllık emeğiyle ilmek ilmek işlediği mesleği, arıcılığı devraldı. "Bilgisayar programcısı olarak devam etsem güzel olurdu ama arıcılık bana daha iyi geldi," diyen Kızıl, bu kararın ardındaki tutkuyu şu sözlerle anlatıyor: "Kendimi bildim bileli bu mesleğin içindeyim. Arılarla temas kurdum, onlarla sanki bir dost, bir arkadaş gibiyim. Çünkü arılar çok özel hayvanlar; balından polenine, iğnesindeki zehrine kadar her şeyleri şifa."
BABADAN OĞULA GEÇEN KUTSAL MİRAS
Babasının yaşının ilerlemesiyle birlikte birinin bu değerli mirası devralması gerektiğini hisseden İbrahim, bu sorumluluğu sevgiyle üstlenmiş. "Artık babamın yaşı ilerledi. Kardeşlerimin içinden birinin bu mesleği yapması lazımdı. Ben zaten çok seviyordum ve bu işi ele aldım," diyerek aile mesleğine nasıl sahip çıktığını dile getiriyor.
AKDENİZ'DEN TOROSLAR'A ŞİFA YOLCULUĞU
İbrahim Kızıl'ın ürettiği balın kalitesi ve organik olmasının sırrı ise meşakkatli bir yolculukta saklı. O, arılarını en verimli nektarları bulabilmeleri için Türkiye'nin bir ucundan diğerine gezdiriyor. Maceranın ilk durağı, ilkbaharda Hatay Dörtyol'un portakal, mandalina ve limon çiçekleri... Burada ilk üretimini yapan arılar, daha sonra Uzunsöğüt köyüne dönüyor. Asıl bal sezonu ise Göksun'un Mahutbey ve Bozhüyük dağlarında, binbir çeşit çiçeğin ve dağ kekiğinin eşsiz aromasıyla başlıyor.
"Arılar, doğada ne bulurlarsa en organik, en güzel şekilde bal yaparlar," diyen genç arıcı, "Binlerce çiçeğe konup polen ve bal toplarlar. Biz, onların kışlık yiyeceğini ayırdıktan sonra geri kalan şifayı sofralara ulaştırırız," diyerek işine olan saygısını ve doğayla uyum içinde çalışma prensibini özetliyor.
