Sivas’ta yarım asrı aşkın süredir yün yorgan dikimi yapan Hamdi Demirhan, yalnızca el emeği yorganlarla değil, İzmir’in Tire ilçesinden getirdiği geleneksel çoban kepenekleriyle de dikkat çekiyor. Ancak köyden kente göç, çobanlığın azalması ve kültürel değerlerin unutulması kepeneği de raflarda yalnızlaştırmış durumda.
Demirhan, geçmişte kepeneklere olan yoğun ilgiyi hatırlıyor. Çobanlar sürülerle dağa çıkmadan önce mutlaka kepenek alır, dükkanlarında adeta kuyruk olurdu. Şimdi ise yılda sadece birkaç tane getiriyor. Talep neredeyse yok; meraklısı ya da nostalji seven biri çıkarsa ancak satılabiliyor.
Çoban kalmadı kepenek sorulmuyor
Köyden şehre göçle birlikte çobanlık da giderek azaldı. Gençlerin tarım ve hayvancılıkla ilgilenmemesi, köy yaşamını terk etmesiyle birlikte kepenek gibi özel ürünlere ihtiyaç da kalmadı. Demirhan, bu değişimin en somut etkisini yıllardır raflarında bekleyen kepeneklerde gördüğünü söylüyor.
Kepenek neden önemlidir?
Kepenek, çobanların soğuk, rüzgâr ve yağmura karşı korunmak için giydiği, keçeden yapılan kalın bir giysi. Hamdi Demirhan’ın İzmir’in Tire ilçesinden özel olarak getirdiği bu kepenekler, hafifliği, su geçirmezliği ve sıcak tutma özelliğiyle biliniyor. Geçmişte çobanlar için yalnızca bir kıyafet değil, doğada hayatta kalmanın önemli bir parçasıydı.
Demirhan artık sezonda sadece 7-8 tane kepenek getirtiyor. Her biri 2500 TL’den satılan bu el işçiliği ürünler, kültürel anlamda büyük bir değer taşısa da alıcısı çok az. Raflarda bekleyen bu kepenekler, geleneksel yaşamın sessiz tanıkları gibi.
Bir yorgan ustasının kültürle mücadelesi
Yorgan ustalığını sürdüren Hamdi Demirhan, yok olmaya yüz tutmuş bir geleneğin son temsilcilerinden biri. Her yıl Tire’den kepenek getirerek bu kültürü ayakta tutmaya çalışıyor. Teknolojinin ve hazır giyimin gölgesinde kalan bu emek yoğun ürünler artık sadece birkaç ustanın belleğinde yaşıyor.
“Belki bir gün bu değerler tekrar hatırlanır” diyen Demirhan, geleneksel ürünlerin geçmişle bağ kurmak isteyenler için hâlâ bir anlam taşıdığına inanıyor.