Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin duvarları, bu kez yıllardır dinmeyen bir acının en ağır tanıklıklarına sahne oldu. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, gözaltında kaybedilen yakınlarını arayan 'Cumartesi Anneleri' ve 'Barış Anneleri' temsilcilerini dinledi. Yıllardır Galatasaray Meydanı'nda adalet arayan aileler, yaşadıkları travmaları, kaybettikleri evlatlarını ve faillerin yargılanması taleplerini gözyaşları içinde Meclis'e taşıdı.

Sivas’ta Teşkilat Toplantılarında Dikkat Çeken Mesajlar
Sivas’ta Teşkilat Toplantılarında Dikkat Çeken Mesajlar
İçeriği Görüntüle

"Ağabeyimin Sorumluları Bellidir, Yargılansınlar"

Komisyonda ilk sözü alan Cumartesi Annelerinden İkbal Eren Yarıcı, 1980'de gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan ağabeyi Hayretin Eren'in hikayesini anlattı. Yarıcı, "Eğer bir suç işlediyse görevleri onu adalete teslim etmekti. Hayretin Eren ve tüm kayıplar faili meçhul değildir," diyerek dönemin Emniyet Müdürü Şükrü Balcı ve Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar'ın da aralarında bulunduğu isimleri saydı. "Ağabeyimin kaybedilmesinin sorumluları bellidir. Yargılanmalarını ve ağabeyimin akıbetini açıklamalarını istiyorum," dedi.

"İşkenceli Bedenine Ait Fotoğraflara 58 Gün Sonra Ulaştık"

Bir diğer kayıp yakını Maside Ocak Kışlakçı ise 1995'te gözaltına alınan ağabeyi Hasan Ocak'ın cansız bedenine 58 gün sonra Adli Tıp'ta ulaştıklarını anlattı. Kışlakçı, "Ağabeyimin varlığı ağız birliği edilerek inkar edildi. Bulunduğunda ellerinde parmak izi alınırken kullanılan mürekkep kalıntıları vardı. Bu, gözaltına alındığının kanıtıydı," diye konuştu. Kışlakçı, Galatasaray Meydanı'nda kendilerine uygulanan 10 kişilik sınırlamanın acılarını nasıl katladığını anlatırken gözyaşlarına boğuldu.

"Babam 'İmdat Beni Öldürecekler' Diye Bağırdı"

Komisyondaki en sarsıcı anlardan biri, Besna Tosun'un 11 yaşındayken babası Fehmi Tosun'un evlerinin önünden beyaz bir Toros'a zorla bindirilişini anlattığı anlardı. Konuşurken gözyaşlarına hakim olamayan Tosun, o geceyi şöyle anlattı: "Annem balkondan, iki kişinin babamın koluna girerek zorla beyaz bir Toros'a bindirmeye çalıştığını görmüş. Babam direnirken kafasını kaldırıp annemi gördüğü anda 'İmdat beni götürüp öldürecekler' diye bağırdı. Biz beş kardeş, en büyüğümüz 14 yaşındaydı, çığlık çığlığa aşağıya koştuk. Babamı zorla araca bindirmeye çalışanların elinde silah ve telsiz vardı."

Tosun, bu olayın öncesinde yaşadıkları bir başka travmayı da aktardı: "1993'te Lice'deki köyümüz basıldı, evimiz yakıldı. Köyün imamı olan dedem, evinin yakılmasına itiraz edip namaz kıldığı sırada seccadesi üzerinde kurşuna dizildi. 9 yaşında dedemin katledilmesine tanık oldum."

Adalet İçin 4 Acil Talep

Besna Tosun, komisyona sadece acılarını değil, adalet taleplerini de sundu:

  1. Hakikat: Gözaltında kaybedilen yüzlerce insanın akıbeti açıklanmalı, devlet geçmişin karanlık sayfalarıyla yüzleşmeli.

  2. Yargılama: İnsanlığa karşı işlenen bu suçlarda zaman aşımı olamaz. Failler yargı önüne çıkarılmalı.

  3. Onarım: Yaşanan travmalar için onarıcı politikalar hayata geçirilmeli; kamusal özür dilenmeli, Galatasaray Meydanı gibi anma mekanları oluşturulmalı.

  4. Kurumsal Reform: Hak ihlallerine zemin hazırlayan güvenlik, yargı ve idari yapılar yeniden yapılandırılmalı, demokratik mekanizmalar güçlendirilmeli.

Komisyonda söz alan Barış Annelerinden Rebia Kıran ise Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılarak Meclis'e gelmesini talep etti.

Kaynak: İHA