Kıymetli dostlar, Bu kadar güzel bir fırsat bulmuşken müzik ortamlarındaki farklılıkları sizlerle paylaşmak isterim. Bazen gülerek bazen hayretle takip edeceğinizi düşünüyorum.
İlk önce hasret kaldığım Sıla hasretini çektiğim doğup büyüdüğüm memleketim Sivas'tan başlayan müzik serüvenimden söze başlayayım.
Tahmini 1964-65 yıllarıydı. Mahalle arkadaşlarım Veysel Kına, Cafer Avar ve rahmetli Kemal Kaplan ile bizim evin duvarının üstünde (duvarın kaşı deriz) bağıra bağıra türkü okuduklarımızı hatırladım.
Sonra her zaman mahalledeki esnaf dükkânlarının önünden geçerken;
- Hele gel gardaş gel de bir Eli kulağa at bir-iki söyle diyorlardı. Hiç dayanamaz hemen türkü veya uzun hava okurdum.
En çok rahmetli babam Osman Şan her sabah 07.00 de radyodaki türkü yayınıyla uyandırması hoşuma giderdi.
Dinlediğim türkülerden aklımda kalanı dilimde ezber ederdim. Sonra noksan yerlerini babamla birlikte okur tamamlardık.
İlkokulda gerek sınıfta gerekse öğretmenler odasında ezberlediğim türküleri okumaktan çok mutlu olurdum.
Okul müsameresinde; “Ala geyik" uzun havasının girişindeki uzatmaya nefesim yetmeyip yarısından sonra tekrar nefes alıp devam etmeme çok gülmüşlerdi.
Müzikli sohbet (devam) 2.
Sivas istiklâl ilk okulundaki Öğretmenimiz Sadettin Yayla vefat ettiyse Allah rahmet eylesin. Yaşıyorsa sağlıklı uzun ömürler dilerim. Okulun her müsameresinde solo okumamı isterdi. Teneffüslerde öğretmenler odasında tüm okula yayın yapan mikrofondan türkü okurdum.
1965 de rahmetli Ömer Şan ağabeyim o zamanlar plâk okumak üzere İstanbul'a gitti. Rahmetli Osman Şan babam Sivas'taki müzik gruplarında tef çalıp türkü okuyordu.
Cümbüş çalan (Çakır Osman lakabıyla) Osman Bayrambaşı amcayı unutmadım. Mahkeme çarşısındaki "Zarifin kahvesi"nde toplanırlardı.
Bir defasında köye gelin almaya gitmiştik. Köye gelene kadar "hadi biraz müzik dinleyelim" dediklerinde müzisyenler; Akort yapıyoruz diye söylediler. Daha sonra köye geldik. Müzisyenler;
-Ne çalalım dediklerinde;
Düğün sahipler;
-Akort çalmayın da Ne çalarsanız olur. Dediklerinde ne kadar çok güldüğümüzü unutamıyorum.
Sivas'taki eğitimim Selçuk Orta Okulunda devam etti.
Ortaokul 1. sınıfta başarılı ve kabiliyetli öğrencileri mükâfatlandırıyorlardı. Beni de müziğe kabiliyetli öğrenci sıfatıyla Kızılay'ın Ankara Çam koru kampına gönderdiler. Orada da sahnede çok güzel türküler okudum. Alkışlar aldım.
Derken Sivas Kongre Lisesine devam ettim. Burada müzik derslerinde yine türküler okurdum. Müzik Öğretmenimiz Allah selamet versin ‘’Doğan Erdinç’’ hocam, her istediklerinde itiraz etmeden türkü okuduğum için; ’Hercai adam’ ismini takmıştı.
Lise 2. Sınıfta iken Rahmetli babam beni ağabeyimin yanına İstanbul’a göndermeye karar verdi. İki yıl İstanbul’da Mehmet Beyazıt Lisesinde okudum. Bu arada lise 1. Sınıftan beri pratikten bağlama çalmaya da başlamıştım. Ancak akort yapmasını bilmiyordum. O zaman Sivas’ta askerliğini Yapan ağabeyimin arkadaşı ‘’Seyhun Çelik’’ ağabeyim, evci iznine geldiğinde sazımı akort ederdi.
Daha nice güzellikleri birlikte paylaşmaktan mutluluk duyacağım.
Bana müzikli anılarınızı yazmak isterseniz burada paylaşmak üzere Mail adresim;[email protected]
Tekrar buluşuncaya kadar huzurlu ve mutlu olmanızı dilerim.
KÖŞE YAZILARI
Yayınlanma: 27 Temmuz 2023 - 13:27
Müzikli sohbet; (001)
Kıymetli dostlar, Bu kadar güzel bir fırsat bulmuşken müzik ortamlarındaki farklılıkları sizlerle paylaşmak isterim
KÖŞE YAZILARI
27 Temmuz 2023 - 13:27