Baharın gelişiyle birlikte doğa canlanırken, artan polen yoğunluğu alerjik hastalıkları da beraberinde getiriyor. Özellikle sabah saatlerinde yapılan masum bir hareket, alerjik bireyler için günü çekilmez hale getirebilir.
Sabah saatleri neden tehlikeli?
Dr. Büşra Yayla Yerlikaya, havadaki polen yoğunluğunun özellikle sabah saatlerinde zirveye ulaştığını belirtti. Bu durumun, alerjik bünyelerde burun tıkanıklığı, durdurulamayan hapşırık, gözlerde sulanma ve kaşıntı, inatçı öksürük ve hatta nefes darlığı gibi semptomlara yol açabileceğini vurguladı.
O saatlerde camları sakın açmayın! pic.twitter.com/jwBuQZVHid
— Bizim Sivas Gazetesi (@bizimsivascomtr) May 13, 2025
"Alerjik rinit, halk arasında bilinen adıyla saman nezlesi ve astım gibi hastalıklar bahar mevsiminde atağa geçer" diyen Dr. Yerlikaya, alerjisi olanların bu dönemde ekstra dikkatli olması gerektiğinin altını çizdi.
Polenlerden korunmanın altın kuralları
Peki, bu görünmez düşman polenlerden nasıl korunabiliriz? Dr. Yerlikaya'nın hayati önerileri şöyle:
Camları Açma Vakti: En kritik uyarılardan biri pencerelerle ilgili! "Camları, özellikle polen yoğunluğunun tavan yaptığı sabah saatlerinde açmamaya özen göstermeliyiz."
Dışarı Çıkma Zamanlaması: Mümkünse, polen yoğunluğunun yüksek olduğu sabah saatlerinde dışarı çıkmaktan kaçının.
Eve Dönüş Ritüeli: Dışarıdan eve gelince hemen kıyafetlerinizi değiştirin, ellerinizi ve yüzünüzü yıkayın. Bu, üzerinize yapışan polenlerden arınmanızı sağlar.
Aksesuar Desteği: Güneş gözlüğü ve şapka kullanımı, polenlerin gözünüze ve saçınıza temasını azaltarak önemli bir koruma sağlayabilir.
Tıbbi Yardım: Şikayetleriniz artarsa, mutlaka hekiminizin önerdiği anti alerjik ilaçları kullanmaktan çekinmeyin.
Alerji mi yoksa soğuk algınlığı mı? İşte kritik fark!
Bahar aylarında yaşanan her burun akıntısı veya hapşırık polen alerjisi olmayabilir. Peki, alerjiyi enfeksiyondan nasıl ayırt edeceğiz? Dr. Yerlikaya bu konuya da açıklık getirdi: "Alerji, genellikle çevresel bir temasla ortaya çıkar ve tekrarlayıcı şikayetlerle kendini belli eder; ateşe pek rastlanmaz. Enfeksiyon hastalıklarında ise halsizlik, kas ve eklem ağrıları gibi belirtiler daha ön plandadır."
Ancak kesin ayırıcı tanı için hekim değerlendirmesinin şart olduğunu belirtti.
Doğru tanı, etkili tedavi
Alerji tanısının hastanın öyküsü ve şikayetleri ile başladığını belirten Dr. Yerlikaya, "Gerekli görüldüğünde deri Prick testi ya da kanda spesifik IgE testi gibi yöntemlerle alerjiye neden olan etken kesin olarak saptanabilir. Bu sayede hem kişiye özel korunma yöntemleri belirlenir hem de en uygun tedavi planlanabilir" dedi.