Teknolojinin hayatın her alanını kuşattığı, insanların ekranlara hapsolduğu bir çağda Sivas’ın Zara ilçesinden yükselen ses, unutulmaya yüz tutmuş değerleri yeniden hatırlatıyor. Melike Kuzu öncülüğünde bir araya gelen kadınlar, sadece el işi yapmıyor; aynı zamanda dayanışmanın, okumanın ve üretmenin iyileştirici gücünü tüm ilçeye yayıyor.
Teknolojik Gürültüye Karşı "İlmek" Terapisi
Zara’da kadınların oluşturduğu bu yeni dayanışma ortamı, geçmişin sıcak mahalle kültürünü modern zamanlara taşıyor. Bir dönem "terapi" olarak görülen ancak zamanla hayatın hızlı akışı içinde ikinci plana itilen el sanatları, bu atölyede yeniden başköşeye yerleşti. Telefon bildirimlerinin ve ekran ışıklarının yerini, tığ ve şişlerin ritmik sesi ile insan sıcaklığı aldı. Kadınlar, hijyen kurallarından taviz vermeden, büyük bir sabır ve disiplinle üretim yaparken, aslında ruhlarını da dinlendiriyor.
Kitapların Dünyasıyla Emeğin Buluşması
Bu buluşmaları sıradan bir "kadın günü"nden ayıran en önemli özellik ise masadaki çeşitlilik. Bir yanda rengarenk iplerle şekillenen el emekleri dururken, diğer yanda zihinleri açan kitaplar yer alıyor. Kadınlar ilmek ilmek emek işlerken, kitapların derin dünyasına da yolculuk yapıyor. Okumak ve üretmek eylemlerinin iç içe geçtiği bu saatler; çay ve samimi sohbetlerle harmanlanarak hem ellere hem de gönüllere şifa oluyor.
KuzuKids Atölyesi’nden Yayılan Işık
Zara’daki bu sosyal hareketliliğin merkezinde ise KuzuKids Atölyesi ve Melike Kuzu’nun vizyonu yer alıyor. Sadece bireysel bir hobi faaliyeti olmanın ötesine geçen bu buluşmalar, ilçedeki diğer kadınlara da ilham kaynağı oluyor. Dayanışmanın verdiği güçle ortaya çıkan her ürün, aslında kolektif bir başarının simgesi. Kadınlar, "birlikte daha güçlüyüz" mesajını sözle değil, ürettikleriyle veriyor.
“Tarif Edilemez Bir Mutluluk”
Sürecin mimarı Melike Kuzu, bu birlikteliğin yarattığı atmosferi şu sözlerle özetliyor: “Birlikte üretmek, birlikte öğrenmek ve paylaşmak tarif edilmez bir mutluluk.”
Kuzu'nun bu sözleri, aslında atölyenin temel felsefesini ortaya koyuyor. Zara’da kadınların ürettikleri her ilmek, okudukları her sayfa ve paylaştıkları her an, toplumsal dayanışmanın en naif ve en güçlü örneklerinden biri olarak kayıtlara geçiyor. Bu atölye, sadece örgü örülen bir yer değil; sabrın, emeğin ve dostluğun yeniden inşa edildiği bir yaşam alanı olarak dikkat çekiyor.
