Yapay zekâya “2050 yılında Sivas’ın tarihi Taşhan’ı nasıl görünecek?” diye sorduk. Teknolojinin gökyüzüne uzandığı, ışık yollarının şehri sardığı, yapay zekâ destekli yaşam alanlarının hayatın merkezine yerleştiği bir gelecek çizdi. Ancak bu parlak tablo içinde bir yapı vardı ki, hâlâ aynı zarafetle ayakta duruyordu: Taşhan.

2050’nin Sivas’ında gökyüzünde süzülen adalar, sessizce ilerleyen hover araçlar, holografik tabelalar ve cam kulelerle çevrili şehir manzarasında Taşhan, geçmişin sarsılmaz simgesi olarak yerini koruyor. Zaman değişmişti ama Taşhan’ın taşı, dokusu ve ruhu değişmemişti.
yüzyılın ikinci yarısında kesme taştan yapılan, açık avlulu ve iki katlı bu tarihi yapı, doğu, güney ve kuzey cephelerindeki yuvarlak kemerli demir girişleriyle hâlâ geçmişi bugüne bağlıyor. Avlusundaki elips biçimli havuz, ağzından su akan çift başlı aslan figürleriyle yüzyılların hikâyesini anlatmaya devam ediyor.
Güney ve kuzey revaklarındaki altı büyük silindir sütun, yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanarak yapının görkemini koruyor. Beşik tonozla örtülü odalar ve kırma çatılı, kiremit kaplı dış yapısı, Taşhan’ın zamana meydan okuyan karakterini yansıtıyor.
Yapay zekâya göre 2050’de Sivas’ın sokakları ışıkla dolacak, dijital hayat günlük yaşamın her alanına girecek, ancak Taşhan tüm bu yeniliklerin ortasında geçmişin sessiz koruyucusu olarak kalacak.
Sivas geleceğe ilerlerken geçmişini geride bırakmıyor, onunla birlikte yürüyor. Taşhan, bu yürüyüşün en sağlam adımı olarak 2050’nin modern Sivas’ında bile taşın değişmeyen gücünü temsil ediyor.