Sivas'ta, yıllarını mesleğine adamış zanaatkârların yüreğinde ortak bir endişe büyüyor: Çıraksızlık. Şehrin tarihi çarşılarında bir zamanlar yankılanan çekiç sesleri, dikiş makinesi tıkırtıları ve el emeğinin izleri, yerini teknolojinin gölgesinde sessiz bir bekleyişe bırakmış durumda. Sivas'ın terzi, ayakkabı tamirciliği ve el sanatları gibi "altın bilezik" olarak tabir edilen asırlık mesleklerinin son temsilcileri, gelecek nesillere miras bırakacakları bir çırak dahi bulamamaktan yakınıyor.
Teknoloji Çağı, Zanaatı Vurdu: Gençler Neden İlgisiz?

Günümüz dünyasında gelişen teknoloji ve dijitalleşme, gençlerin kariyer tercihlerini kökten değiştirdi. Sivas'taki ustalar, gençlerin ilgisinin artık masa başı işlere ve dijital alanlara kaymasının, zanaat gerektiren bu mesleklerdeki çırak sorununu derinleştirdiğini belirtiyor. Bir zamanlar babalarından, dedelerinden gördükleri "altın bilezik" sayılan bu meslekleri öğrenmek için atölyelerde ter döken çocukların yerini, artık Sivas çarşılarındaki atölyelerin önünden bile geçmeyen bir nesil almış durumda. Sivas esnafı, bu durumun sadece bir çırak sorunundan öte, bir kültür kaybı olduğunun altını çiziyor.
"Altın Bilezik" Toprağa mı Gömülecek? Sivas'ın Kültürel Mirası Tehlikede!

Sivaslı zanaatkârlar için yaşanan bu durum, sadece ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda Sivas'ın yüzlerce yıllık kültürel mirasının ve zanaat birikiminin yok oluşu anlamına geliyor. Her biri mesleğinin son temsilcisi olan ustalar, birikimlerini ve mesleğin inceliklerini aktaracakları bir el bulamamanın derin korkusunu ve hüznünü yaşıyor. Terzilikte usta-çırak ilişkisiyle aktarılan o özel kalıplar, ayakkabıcılıkta el emeğiyle yapılan o sağlam tamiratlar, yerini "kullan-at" kültürüne bırakıyor.
O Atölyeler Neden Boşaldı?

Sorunun sadece gençlerin ilgisizliği olmadığını belirtiliyor. Ebeveynlerin de artık çocuklarını "sanayi" veya "zanaat" olarak görülen bu mesleklere yönlendirmek istememesi, çırak krizini körüklüyor. Aileler, çocuklarının teknoloji veya hizmet sektörü gibi alanlarda, daha "rahat" koşullarda çalışmalarını tercih ediyor. Sivas'ın soğuk havasında veya atölye ortamında çalışmayı gerektiren bu meslekler, gençler için cazibesini yitirmiş görünüyor. Sivas'ta kaybolan meslekler kervanına, terzilik ve ayakkabıcılığın da katılması an meselesi.
Sivaslı Ustaların Sessiz Feryadı: "Bizden Sonra Yapan Olmayacak!"
Eğer bu gidişat devam ederse, Sivaslı vatandaşların yakın bir gelecekte söküğünü dikecek bir terzi, ayakkabısını tamir ettirecek bir ayakkabıcı veya el yapımı bir ürün alacak bir zanaatkâr bulması imkansız hale gelebilir. Sivaslı ustaların bu sessiz feryadı, aslında Sivas'ın kaybolan mesleklerine sahip çıkılması için hem ailelere hem de yetkililere yönelik önemli bir sorumluluk yüklüyor. Aksi takdirde, yüzlerce yıllık bu "altın bilezik" birikimi, çıraksız kalan son ustaların atölyelerinin tozuyla birlikte tarihe karışacak.