Sivas'ta sonbaharın gelmesiyle birlikte bacalardan tüten dumanlara, köylerdeki tatlı bir telaşın kokusu karışır. Devasa kara kazanlar yakılır, içerisine bölgenin dikenli ama bir o kadar da şifalı meyvesi kuşburnu doldurulur. Kimi yerde "pelver" olarak bilinen bu lezzet, kışlık hazırlıkların en meşakkatli ama en sevilen ürünlerinden biridir. Peki, saatlerce kaynatılarak sofralarımıza gelen bu C vitamini deposu, gerçekten de bildiğimiz kadar masum ve faydalı mı?
Dikenli Daldan Sofralara Uzanan Zahmetli Yolculuk
Kuşburnu marmelatının yapımı, sabır ve büyük bir emek gerektirir. Özenle toplanan meyveler önce yıkanır, ardından dev kara kazanlarda odun ateşinde saatlerce kaynatılır. Meyveler iyice yumuşayıp ezilecek kıvama geldiğinde en kritik aşamaya geçilir. Bu karışım, içindeki dikenli ve kaşındırıcı çekirdekli dokusundan arındırılmak için ince tüllerden veya süzgeçlerden geçirilir. Geriye kalan saf, kırmızı ve lezzetli öz, tekrar kaynatılarak kahvaltı sofralarını süsleyecek o eşsiz marmelata dönüşür. Bu geleneksel süreç, Sivas kültürünün adeta bir parçasıdır.
Doğanın Sunduğu Mucize: Kuşburnunun Bilinmeyen Gücü
Kuşburnu, halk arasında "doğal C vitamini bombası" olarak anılmasını sonuna kadar hak eden bir meyvedir. Limon ve portakalı katbekat geride bırakan C vitamini içeriğiyle, özellikle kış aylarında bağışıklık sistemini bir kalkan gibi korur. Ancak faydaları bununla sınırlı değil. İçerdiği güçlü antioksidanlar sayesinde hücre hasarıyla savaşarak yaşlanma etkilerini yavaşlatır. Eklem iltihaplarına karşı doğal bir destekleyici olduğu bilinen kuşburnu, kolajen üretimini destekleyerek cilt sağlığına da önemli katkılar sunar. Ayrıca zengin lif yapısıyla sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur.
Sivas'ın meşhur kuşburnu marmelatı, kültürel bir miras ve eşsiz bir lezzettir. Sindirim için faydalı olan lifli yapısı ve enerji verici özelliğiyle sofralarda yerini almalıdır.
