Sivas'ın tarihi sokaklarında yıllardır çayın ve samimi sohbetin merkezi olan geleneksel kafeler, benzeri görülmemiş bir krizin eşiğinde. Şehri adeta saran "konsept kafe" ve "self servis" fırtınası, bir fincan kahvenin arkasındaki tüm kültürü değiştiriyor. Neon ışıklar ve modern tasarımlar karşısında, şehrin gedikli esnafı ayakta kalmak için sessiz bir mücadele veriyor. Sivas kültürü, bu yeni akım karşısında tehlike sinyalleri veriyor.
'Deneyim' Satışı, Samimiyetin Önüne Geçti

Sivas'ta son yıllarda yaşanan kafe devrimi, bir içecekten çok daha fazlasını satıyor. Yeni nesil için bir kafeye gitmek, artık bir "deneyim" satın almak demek. Instagram için özel tasarlanmış fotoğraf köşeleri, göz alıcı neon ışıklar ve her detayı düşünülmüş tasarımlar, gençlerin ilgisini çekiyor. Bu mekanlar, müşterilere bir ürün değil, sosyal medyada paylaşılacak bir an vadediyor. Bu parlak ve yüksek maliyetli dekorasyon yarışı, şehrin hafızasını taşıyan yerel esnafı endişelendiriyor.
Self Servis Hızı, Geleneksel Hizmeti Vurdu
Yeni "konsept" mekanların çoğunda ortak bir model öne çıkıyor: Self servis. Müşterinin kasadan siparişini verip kendi içeceğini alması, işletme maliyetlerini düşürürken hızı artırıyor. Ancak bu hızlı tüketim modeli, Sivas'ın alışkın olduğu hizmet anlayışına taban tabana zıt. Yıllardır müşterisinin halini hatırını soran, masaya ikram çay gönderen ve birebir ilgilenen geleneksel işletmeciler, bu yeni ve "mesafeli" düzene karşı ne yapacağını bilemiyor.
Z Kuşağı Görsel Zenginliği Tercih Ediyor

Geleneksel kafeler, kısıtlı bütçeleriyle bu devasa dekorasyon ve pazarlama yarışına girmekte zorlanıyor. Yüksek yatırım maliyetleri gerektiren modern tasarımlar, yerel esnafın karşılayamayacağı bir seviyeye ulaştı. Özellikle Z kuşağı, tercihini samimiyetten çok, görsel zenginlik ve sosyal medya potansiyeli sunan mekanlardan yana kullanıyor. Bu durum, geleneksel işletmelerin müşteri kitlesini her geçen gün daha da daraltıyor.
Sivas'ın Sosyal Dokusu Tehdit Altında mı?
Bu keskin dönüşüm, sadece ekonomik bir rekabet değil, aynı zamanda Sivas'ın sosyal dokusuna dair de ciddi soruları beraberinde getiriyor. Bir yanda şehrin anılarını taşıyan, esnaf-müşteri ilişkisinin ötesinde bir bağ kurulan samimi mekanlar; diğer yanda ise daha bireysel ve hızlı bir deneyim sunan yeni nesil işletmeler. Sivas'taki kafe kültürünün bu evrimi, bir zenginlik mi, yoksa yerel olanın hafızalardan silinmesi mi demek? Zaman, bu sorunun cevabını gösterecek.