Sivas’ın kalbi sayılan tarihi Buğday Pazarı yerleşkesi, zamana meydan okuyan ve nostalji dolu bir manzaraya ev sahipliği yapıyor. Bir zamanlar Sivas’taki hemen her evin mutfağında başköşede duran, yöre halkının “kara kazan” adını verdiği büyük tencereler ve el işçiliği bakır tencereler, yıllar sonra yeniden tezgâhlarda yerini aldı. Bu dönüş, hem koleksiyonerlerin hem de geçmişe özlem duyan Sivaslıların büyük ilgisini çekiyor.

Geleneksel Mutfak Kültürünün Sembolleri
Sergilenen bu özgün parçalar, Sivaslıların geleneksel mutfak kültüründe derin bir iz bırakan bir dönemi temsil ediyor. Geçmişte kışlık hazırlıkların vazgeçilmezi olan bu büyük kara kazanlar, özellikle bulgur yapımında buğday kaynatmak, salça çıkarmak ve kalabalık aile sofralarına yetecek büyük yemekler hazırlamak için kullanılıyordu. Bu kazanlar, sadece birer eşya değil, aynı zamanda komşuluk ilişkilerinin kuvvetli olduğu, imece usulüyle yardımlaşmanın ön planda olduğu bir dönemin canlı tanıklarıydı.

El İşçiliğiyle Geçmişten Bugüne Taşınan Eserler
Buğday Pazarı’ndaki tezgâhlarda farklı ebatlarda işlemeli bakır tencereler, su ibrikleri, kahve cezveleri ve en dikkat çekeni olan büyük kara kazanlar bulunuyor. Her biri usta ellerden çıkmış, zamanın izlerini üzerinde taşıyan bu parçalar, günümüzdeki endüstriyel mutfak eşyalarının tekdüzeliğinden çok uzakta, eşsiz bir sanat eseri niteliğinde. Özellikle Sivas'ın kültürel mirasına ve el sanatlarına ilgi duyanlar için bu tezgâh, adeta bir açık hava müzesi görevi görüyor.
Her Evde Bir Kara Kazan Mutlaka Olurdu
Eski Sivaslıların anlattıklarına göre o dönemde her evde mutlaka bir kara kazan bulunurdu. Kış gelmeden tüm mahalle bir araya gelir, o kazanlarda bulgurlar kaynatılır, sokaklar kaynayan kazanların buğusu ve mis kokusuyla dolardı. Şimdi ise o günlerin sıcak anıları, eski Buğday Pazarı’nda sergilenen bu parlak bakır ve siyah demir kazanlarla yeniden hayat buluyor.
Pazara uğrayan vatandaşlar, bakırın ışıltısıyla birlikte kendi geçmişlerine dair sıcak anıların izlerini bir arada görme ve kültürel bir yolculuğa çıkma fırsatı yakalıyor. Sivas’ın tarihini ve mutfak kültürünü yansıtan bu tezgâh, geçmişle günümüz arasında kurulan güçlü bir köprü görevi üstleniyor.