Çocuklarda genellikle hafif belirtilerle veya fark edilmeden geçen ancak 10 yaşından sonra tabloyu tamamen değiştiren "öpücük hastalığı" (enfeksiyöz mononükleoz) hakkında uzmanlardan önemli uyarılar geldi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Sami Yazar, özellikle küçük yaşlarda virüsle temas eden çocukların hastalığı ayakta atlattığını, ancak ilerleyen yaşlarda bağışıklık sisteminin verdiği güçlü tepkinin çocukları günlerce yatağa düşürebildiğini belirtti.
Yaş Büyüdükçe Belirtiler Neden Ağırlaşıyor?
Epstein-Barr virüsünün (EBV) neden olduğu bu yaygın hastalık, dünya genelinde 1-5 yaş arası çocukların büyük bir kısmını etkiliyor. VM Medical Park Pendik Hastanesi'nden Prof. Dr. Ahmet Sami Yazar, "Küçük çocuklarda hastalık genellikle fark edilmez. Ancak 10 yaş ve üzerinde bağışıklık sistemi virüse karşı çok daha güçlü bir savaş açar. Bu durum, 39 dereceyi bulan dirençli ateş, şiddetli boğaz ağrısı, lenf bezlerinde şişlik ve aşırı halsizlik gibi belirtilerin çok daha belirgin yaşanmasına neden olur" dedi. Ergenlik döneminde ise hastalığın tablosu yetişkinlerdekine benzer bir hal alabiliyor.
Sadece Öpücük Değil, Ortak Eşyalar da Risk Taşıyor

Hastalığın adı "öpücük hastalığı" olsa da Prof. Dr. Yazar, bulaşma yollarının çok daha çeşitli olduğu konusunda aileleri uyarıyor. Virüsün tükürük ve diğer vücut sıvılarıyla kolayca yayıldığını belirten Yazar, "Aynı bardaktan su içmek, çatal-kaşık paylaşmak veya çocukların oyuncakları ağızlarına götürmesi en yaygın bulaşma yollarındandır. Kreş ve okullar gibi toplu yaşam alanları, virüsün yayılması için elverişli ortamlardır" şeklinde konuştu. Bu nedenle hijyen kurallarına dikkat etmek büyük önem taşıyor.
Grip Sanılabilir, Yanlış İlaç Vücudu Sarabilir
Öpücük hastalığının belirtileri grip, bademcik iltihabı veya Beta enfeksiyonu ile sıkça karıştırılabiliyor. Prof. Dr. Yazar, en kritik uyarısını ise antibiyotik kullanımı konusunda yaptı: "Bu hastalık viral bir enfeksiyon olduğu için antibiyotikler kesinlikle etkili değildir. Hatta bazı antibiyotiklerin kullanılması, vücutta kızamığa benzer yaygın döküntülere yol açarak durumu daha da kötüleştirebilir." Bu nedenle uzun süren ateş ve halsizlik durumunda kesin tanı için mutlaka kan testlerine başvurulması gerekiyor.
Tedavisi Dinlenme, Koruması Hijyen
Bu hastalığa karşı geliştirilmiş özel bir ilaç veya aşı bulunmuyor. Tedavinin temelini istirahat, bol sıvı tüketimi ve ateş kontrolü oluşturuyor. Prof. Dr. Yazar, "Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için protein ve C vitamininden zengin beslenme kritik rol oynar. Hastalıktan korunmanın tek yolu ise hijyendir. Kişisel eşyaların paylaşılmaması ve el yıkama alışkanlığı, çocukları bu sinsi hastalıktan koruyacak en etkili yöntemlerdir" diyerek sözlerini tamamladı. Nadir de olsa dalakta büyüme gibi komplikasyonlara karşı karın ağrısı şikayetlerinde dikkatli olunması gerektiği vurgulandı.