Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin tedavi sürecinde ezberleri bozan bir gelişme yaşanıyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yunus Dönder, kanserle mücadelede artık hastaların yaşam kalitesini ön planda tutan ve "memeyi tamamen almak" yerine koruyucu cerrahilerin tercih edildiği yeni bir döneme girildiğini müjdeledi. Bu yaklaşımın temelinde ise erken tanının getirdiği yüzde 90'lık inanılmaz başarı oranı yatıyor.
Korkulan Hastalıkta Yüzde 90'lık Başarının Sırrı
Meme Kanseri Farkındalık Ayı'nda önemli bilgiler paylaşan Acıbadem Kayseri Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yunus Dönder, bu hastalıktan korkmamak gerektiğini, çünkü erken teşhisle zafer oranının çok yüksek olduğunu belirtti. "Sevindirici olan; erken tanı konulduğu taktirde yüzde 90'lara varan başarı elde ediyoruz" diyen Dönder, kendi kendine muayenenin önemine dikkat çekti. Ancak bazen bunun yeterli olmadığını, memede ele gelmeyen ve en erken evrede olan tümörlerin ancak ultrason, mamografi gibi modern görüntüleme yöntemleriyle saptanabildiğini vurguladı. Bu nedenle 40 yaş sonrası yıllık mamografi kontrollerinin hayati önem taşıdığının altını çizdi.
Tıpta Yeni Dönem: “Memeyi Tamamen Almıyoruz”
Geçmişte meme kanseri tanısı konulduğunda standart yaklaşımın memenin tamamen alınması olduğunu belirten Doç. Dr. Dönder, bu dönemin artık geride kaldığını ifade etti. "Eskiden memeyi tamamen alıyorduk ancak artık meme koruyucu cerrahileri tercih ediyoruz" diyerek tıp dünyasındaki devrimi özetledi. Onkolojinin sağladığı destek ve onkoplastik cerrahi gibi yenilikçi yöntemler sayesinde, kanserli dokuyu temizlerken meme bütünlüğünü korumanın mümkün hale geldiğini söyledi. Dönder, "Amacımız sadece kanseri tedavi etmek değil, hastanın yaşam kalitesini de ön plana çıkararak artırmaya çalışıyoruz" sözleriyle yeni yaklaşımın felsefesini ortaya koydu.
Tedavi Kadar Önemli: Takip Süreci
Kanserle mücadelede cerrahi operasyonun sadece bir başlangıç olduğunu belirten Doç. Dr. Yunus Dönder, tedavi tamamlandıktan sonraki takip sürecinin de en az tedavi kadar kritik olduğunu vurguladı. Hastaların medikal onkoloji tarafından düzenli olarak takip edildiğini, ilerleyen dönemlerde hastalığın tekrar etmesi (nüks) veya başka organlara yayılması (metastaz) durumunda ise hastaya özel yeni bir tedavi planı oluşturulduğunu belirtti. Bu yakın takip, hastanın uzun yıllar sağlıklı bir yaşam sürmesi için en büyük güvenceyi sağlıyor.
Uzmanından Hayati Uyarı: “Bana Bir Şey Olmaz Demeyin”
Sözlerinin sonunda toplum için hayati bir çağrıda bulunan Dönder, "Bana bir şey olmaz demeyelim ve taramalarımızı ihmal etmeyelim" dedi. Meme kanserinin erken teşhis edildiğinde artık korkulacak bir hastalık olmaktan çıktığını güçlü bir şekilde ifade etti. Bu nedenle özellikle aile öyküsü olanların daha erken yaşlarda, diğer tüm kadınların ise yaşlarına uygun tarama programlarını aksatmadan yaptırması, bu hastalıkla mücadelenin en temel ve en etkili silahı olarak öne çıkıyor.
