Şehirleşme ve sanayileşmenin bedelini sağlığımızla ödemeye başladık. Gökyüzünü kaplayan gri bulutlar artık sadece estetik bir sorun değil, küresel bir halk sağlığı krizinin baş aktörü. İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, korkutan tabloyu gözler önüne serdi. Yapılan araştırmalara göre hava kirliliği, bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı ölümlerde hipertansiyon ve tütün kullanımından sonra üçüncü sıraya yerleşti. Soluduğumuz havadaki görünmez partiküller, yaşam süremizi kısaltırken yaşam kalitemizi de ciddi oranda düşürüyor.
Sadece Akciğerleri Değil, Tüm Vücudu Çökertiyor

Hava kirliliği denildiğinde akla ilk gelen solunum yolu rahatsızlıkları olsa da, tehlike çok daha derinlerde. Dr. Elkin, kirliliğin vücutta yarattığı zincirleme etkiye dikkat çekiyor. Kirli havaya uzun süre maruz kalmak; kalp krizi, felç ve kalp yetmezliği riskini doğrudan artırıyor. Vücudun savunma mekanizmasını kıran ve bağışıklığı baskılayan bu kirli partiküller, enfeksiyonlara karşı direnci düşürerek vücudu hastalıklara açık hale getiriyor. Yani mesele sadece öksürmek değil, tüm organ sistemlerinin yavaş yavaş iflas etmesi.
Obezite, Diyabet ve "Beyin Sisi"nin Altında O Var
Uzmanların açıklamalarındaki en çarpıcı detay ise hava kirliliğinin metabolik ve nörolojik hastalıklarla olan ilişkisi. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına atıfta bulunan Dr. Elkin, kirli havanın Tip 2 diyabet ve obezite görülme sıklığını artırdığını belirtiyor. Daha da önemlisi, son dönemde sıkça duyduğumuz "beyin sisi", dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve zihinsel yorgunluk gibi şikayetlerin altında da hava kirliliği yatıyor. Hatta bu durum, ileri yaşlarda Alzheimer ve depresyon gibi ciddi nörolojik sorunlara zemin hazırlıyor.
Anne Karnından Yaşlılığa: Kimse Güvende Değil
Hava kirliliği toplumun her kesimini etkilese de bazı gruplar namlunun ucunda. Bebekler, gelişim çağındaki çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalar "en riskli grup" olarak tanımlanıyor. Dr. Elkin, tehlikenin boyutunu "Anne karnındaki bebek bile annesinin soluduğu hava kalitesine bağlı olarak olumsuz etkileniyor" sözleriyle özetliyor. Çocukların gelişmekte olan beyin ve akciğerleri bu zehirli partiküllerden nasibini alırken, yaşlı bireylerde zayıflayan bağışıklık sistemi ölümcül sonuçlara yol açabiliyor.
Şehirde Hayatta Kalma Rehberi: Ne Yapmalı?
Peki, bu görünmez tehlikeye karşı bireysel olarak ne yapabiliriz? Hava kirliliğinin tamamen yok edilmesi uzun vadeli politikalar gerektirse de Dr. Nurten Elkin, kişisel koruma kalkanı oluşturmanın mümkün olduğunu belirtiyor. Kirliliğin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkmamak, maske kullanmak ve evlerde hava temizleyici bitkilere yer vermek ilk adımlar. Ancak en önemli silah beslenme; C ve E vitamini açısından zengin, antioksidan içeren gıdalarla beslenmek, vücudun serbest radikallere karşı savaşma gücünü artırıyor.