Türkiye, son yıllarda sağlık verilerinde daha önce benzeri görülmemiş bir tabloyla karşı karşıya kaldı. HIV ve AIDS farkındalığına yönelik düzenlenen bir panelde paylaşılan veriler, durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nevin İnce’nin açıkladığı rakamlar, Türkiye’nin dünyada vaka artış hızının en yüksek olduğu ülkelerden biri haline geldiğini kanıtlıyor.
Türkiye Artışın Zirvesinde: Yüzde 450 Detayı Şoke Etti

Türkiye, HIV enfeksiyonu yayılımında yüzde 450 gibi devasa bir artış oranıyla dünyanın dikkatini çeken ülkeler arasına girdi. Sağlık Bakanlığı’nın resmi kayıtlarına göre ülkemizde şu an 57 bin 101 HIV pozitif birey bulunuyor. Ancak uzmanlara göre bu sayı, gerçeğin yalnızca küçük bir kısmını temsil ediyor. Doç. Dr. Nevin İnce, mevcut rakamların "buzdağının görünen yüzü" olduğunu vurgulayarak, toplumsal baskı ve "ne derler" korkusu nedeniyle binlerce kişinin test yaptırmaktan kaçındığını ifade etti. Bu gizli kalmış vakalar, hem erken tanı şansını yok ediyor hem de virüsün sessizce yayılmasına zemin hazırlıyor.
Genç Nesil Risk Altında: Erkeklerde Vaka Sayısı Daha Fazla

Yapılan araştırmalar, HIV vakalarının belirli bir yaş grubunda kümelendiğini ortaya koyuyor. Özellikle 25–34 yaş aralığındaki genç nüfus, riskin tam merkezinde yer alıyor. Cinsiyet dağılımına bakıldığında ise erkeklerin, kadınlara oranla bu virüsten daha fazla etkilendiği görülüyor. Enfeksiyonun en yaygın bulaş yolu cinsel temas olarak kaydedilirken, uzmanlar korunma yöntemlerinin hayati önem taşıdığını hatırlatıyor. Toplumdaki "damgalanma" korkusu, bireylerin sağlık kuruluşlarına başvurmasını geciktirirken; bu gecikme, virüsün kontrol altına alınmasını zorlaştıran en büyük engel olarak görülüyor.
Doğru Bilinen Yanlışlar: El Sıkışmakla Virüs Bulaşır mı?

Hastalığa dair en büyük sorunlardan biri de bilgi kirliliği. HIV’in günlük yaşamdaki sosyal temaslarla bulaşmayacağını belirten Doç. Dr. İnce, toplumdaki yersiz korkuların kırılması gerektiğini ifade etti. Virüs; el sıkışma, ortak eşya kullanımı, aynı havayı soluma, ter veya gözyaşı gibi yollarla kesinlikle bulaşmıyor. Günümüz tıbbında HIV artık "ölümcül" bir hastalık değil, kontrol edilebilir kronik bir enfeksiyon statüsünde. Erken teşhis ve düzenli tedavi ile HIV pozitif bireyler, hem sağlıklı bir ömür sürebiliyor hem de virüsün başkalarına bulaşma riskini tamamen ortadan kaldırabiliyor. Unutulmamalıdır ki; korku değil, doğru bilgi hayat kurtarır.