Sivas'ın bereketli toprakları, yüzlerce yıldır korunan ata tohumlarına ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Kentin tarımsal zenginliğinin son halkası olan ve özellikleri ile diğer türlerden tamamen ayrılan meşhur Sivas lahanası için hasat zamanı geldi. Tezgahlardaki yerini alan dev lahanalar, hem boyutları hem de eşsiz lezzet sırrıyla görenleri hayrete düşürüyor.
Yüzlerce Yıllık Miras: Ata Tohumu
Bu özel lahanayı üretiminin her aşamasında yer alan yetiştirici Hakan Dilmeç'e sorduk. Dilmeç, Sivas lahanasının sıradan bir sebze olmadığının altını çizerek, "Sivas lahanası, Sivas'a özgü, eskiden beridir yetiştirilen bir ata tohumudur," diyerek bu ürünün genetik bir miras olduğunu vurguladı. Mayıs ayında toprakla buluşan tohumların, Eylül ayıyla birlikte dev ürünlere dönüştüğünü belirtti.
Onu Farklı Kılan Ne?
Peki, Sivas lahanasını bu kadar özel kılan ne? Hakan Dilmeç, bu soruyu üç kritik özellikle yanıtlıyor: "Diğer lahanalardan ayrılan özelliklerinden birisi ise çift yapraklı olmasıdır. Ağırlığı ise 15 ila 20 kilogram arasında değişiyor." Tamamen organik yöntemlerle, sadece doğal gübre kullanılarak yetiştirilen bu dev sebzelerin ata tohumu cinsinin korunması için büyük özen gösterildiğini de sözlerine ekledi. Üretim sırasında kimyasallardan uzak durulduğunu, sadece zararlı böceklere karşı önlem amaçlı ilaçlama yapıldığını belirtti.
İnanılmaz Sır: Hava Soğudukça Güzelleşiyor
Sivas lahanasının belki de en şaşırtıcı özelliği ise lezzetinin hava koşullarıyla olan doğrudan ilişkisi. Yetiştirici Hakan Dilmeç, bu eşsiz detayı, "Sivas lahanası, soğuk havalara özgü bir sebzedir ve soğuk havayla birlikte daha da lezzetlenir," sözleriyle açıkladı. Kış aylarının habercisi olan bu özel ürün, Sivas'ın sert ikliminden aldığı güçle damaklarda unutulmaz bir tat bırakmaya hazırlanıyor.