Restoranda yemeği rahatça yiyebilmek için çocuğun eline tutuşturulan bir telefon, marketteki ağlama krizini bitirmek için açılan bir video ya da evde birkaç saatlik sessizlik için sunulan bir tablet... Modern zamanların bu "dijital emzikleri," ebeveynler için anlık birer kurtarıcı gibi görünse de, aslında çocuklarımızın geleceğini ipotek altına alan sessiz bir salgını besliyor. Uzmanlar, özellikle 4-6 yaş grubundaki çocuklar için tehlike çanlarının çaldığını belirtiyor.
Sivas'tan Korkutan Tespit: Tehlike Artık 4 Yaşında
Konuyla ilgili Sivas'ta görev yapan Çocuk Gelişim Uzmanı Eda Günay, son yıllarda gözlemlediği endişe verici tabloyu kamuoyu ile paylaştı. Günay, teknoloji ve ekran bağımlılığının artık sadece ergenlik dönemi sorunu olmaktan çıktığını, doğrudan okul öncesi dönemdeki çocukları, özellikle de 4 ila 6 yaş arasındaki minikleri hedef aldığını vurguladı. Bu durum, çocukların en kritik gelişim dönemlerinde geri dönülmez hasarlar bırakma riski taşıyor.
"En Büyük Neden, 'İyi Niyetli' Ebeveyn Hataları"
Uzman Eda Günay, bu tehlikeli salgının yayılmasındaki en temel nedenin, ebeveynlerin farkında olmadan yaptığı "iyi niyetli hatalar" olduğunu belirtti. Günümüz anne-babalarının yoğun temposuna dikkat çeken Günay, durumu şu sözlerle özetledi: "Ebeveynler iş stresi ve ev sorumlulukları arasında sıkışmış durumda. Bu yoğunlukta, ağlayan bir çocuğu susturmak veya kendilerine 15 dakikalık bir mola yaratmak için en kolay yol olarak teknolojik cihazları görüyorlar. Çocuğun o an sakinleşmesi, aile için geçici bir rahatlama sağlıyor. Ancak bu 'kurtuluş' anları biriktikçe, çocuğun beyin gelişimi ve sosyal bağları üzerinde onarılması zor yaralar açıyor. Hiçbir ebeveyn çocuğuna bilinçli zarar vermek istemez; fakat bu pratik çözümün uzun vadedeki ağır bedelini maalesef göremiyorlar."
Sadece Bir Bağımlılık Değil, Gelişimlerini Vuran Bir Tehdit
Uzman Günay, meselenin basit bir "bağımlılık" olarak görülmemesi gerektiğinin altını çiziyor. Özellikle konuşma, sosyalleşme ve problem çözme gibi temel becerilerin atıldığı 4-6 yaş döneminde, çocukların gerçek dünya yerine sanal bir ekranla ilişki kurması, gelişimlerini doğrudan baltalıyor. Arkadaşlarıyla oynamak, hayal kurmak veya koşup zıplamak yerine saatlerini ekrana bakarak geçiren çocukların hem zihinsel hem de sosyal yetenekleri köreliyor.
Bu sinsi tehlikeye karşı en büyük görev yine ebeveynlere düşüyor. Uzman Eda Günay, çözümsüz olmadığımızı hatırlatarak, "Çocuklarla geçirilen kaliteli zaman, onları sanal dünyanın sahte parıltısından koruyacak en güçlü kalkandır" diyerek tüm ailelere çağrıda bulundu.