Her şarkıya bir tıkla ulaşılan dijital çağın ortasında, Sivas'ın kalbinde adeta bir zaman kapsülü varlığını sürdürüyor. Çarşıbaşı Mahallesi'nde bulunan 40 yıllık müzik evi, plakların cızırtılı ve sıcak sesiyle, kasetlerin rengarenk kapaklarıyla müzik tutkunlarını geçmişe taşıyor. Sivas'ta başka bir benzeri olmayan bu mekan, gençlerin şaşırtan ilgisiyle dijital dünyaya adeta meydan okuyor.
İĞNENİN UCUNDAKİ BÜYÜLÜ YOLCULUK
Kapıdan içeri adım atar atmaz sizi saran o tanıdık koku ve yüzlerce plak ile kasetin görsel şöleni, modern dünyanın karmaşasından bir anlığına uzaklaştırıyor. 40 yıldır Sivas'ın müzik hafızası olan bu dükkan, sadece bir satış noktası değil, aynı zamanda bir kültür durağı. Gramofon iğnesinin plağın üzerine usulca indiği o an, dijital platformların sunamadığı o eşsiz ve samimi melodi başlıyor. Koleksiyonerlerden hayatında ilk kez kaset gören Z kuşağına kadar her yaştan insan, bu nostalji mabedinde kendi anılarından bir parça buluyor.
ÜNİVERSİTELİLERİN YENİ GÖZDESİ: PLAK KOLEKSİYONCULUĞU
Haberin en dikkat çeken detayı ise dükkanın müdavimleri arasında üniversiteli gençlerin başı çekmesi. Milyonlarca şarkının parmaklarının ucunda olduğu bir nesil, neden plak ve kasetlere bu kadar ilgi gösteriyor? Gençler, müziğin "elle tutulur" ve "hissedilir" haline özlem duyuyor. Sevdikleri sanatçıların albümlerini plak formatında satın alarak biriktiren gençler için bu, bir dinleme eyleminden çok daha fazlası; bir ritüel, bir tutku ve dijital dünyanın tekdüzeliğine karşı bir duruş. Plak kapağını incelemek, plağı özenle pikaba yerleştirmek ve o ilk cızırtıyı duymak, onlar için müziği gerçekten "yaşamak" anlamına geliyor.
Sivas'ın kalbinde 40 yıldır bir anı kumbarası gibi hizmet veren bu özel müzik evi, analog müziğin büyüsünün asla ölmeyeceğini ve gerçek kalitenin nesiller boyu alıcı bulacağını kanıtlar nitelikte. Burası, plak ve kaset tutkunları için bir dükkandan öte, ruhlarını dinlendirdikleri eşsiz bir sığınak olmaya devam ediyor.