Günümüzde birçok zanaat dalı teknolojiye yenik düşerken, Sivas’ta bir usta var ki yıllara meydan okurcasına el emeğiyle üretim yapmaya devam ediyor. Serkan Kıymaz, 20 yıldır tenekecilik mesleğini sürdürüyor. Yaptığı mangallar, sobalar ve çeşitli teneke ürünleriyle hem ihtiyaca cevap veriyor hem de unutulmaya yüz tutmuş bir mesleği ayakta tutmaya çalışıyor.
Atölyesinde çekiç sesleri yankılanırken, her parça onun ellerinde şekil buluyor. Sadece standart ürünlerle sınırlı kalmayan Kıymaz, müşterilerinin özel isteklerine göre de üretim yapıyor. Eski dönemden kalma, artık üretimi durdurulmuş sobaların ya da benzeri araçların parçalarını bile büyük bir ustalıkla yaparak kullanılır hale getiriyor. Bu yönüyle Serkan Kıymaz, hem bir zanaatkâr hem de adeta bir tamir ustası olarak halk arasında büyük takdir topluyor.
HAZIRA ALIŞAN TOPLUM, USTALARI UNUTMAMALI
Artık birçok insan fabrikasyon ürünlere yönelmiş durumda. Kolay ulaşılabilir, ucuz ve seri üretim mallar, el emeğine olan ilgiyi azaltmış olsa da, Serkan Kıymaz’ın atölyesi hâlâ değer bilen müşterilerin uğrak yeri. Çünkü onun yaptığı ürünler sadece işlevsel değil, aynı zamanda dayanıklı ve özgün.
"Bir mangal ya da soba sadece ısınmak ya da yemek yapmak için değildir," diyor Kıymaz. "Onun arkasında bir emek, bir çaba ve yılların tecrübesi vardır. Her çekiç darbesinde mesleğe olan sevgimi hissederim."
EN BÜYÜK SIKINTISI: ÇIRAK BULAMAMAK
Serkan Kıymaz'ın mesleğe olan bağlılığı büyük, ama içinde taşıdığı bir sızı da var: çırak yokluğu. “Artık gençler masa başı işlerin peşinde. Bu iş ağır ama çok kıymetli. Öğrenmek isteyen de kalmadı. Eskiden usta-çırak ilişkisiyle büyürdü bu işler, şimdi o kültür de kayboldu” diyor.
Mesleğinin son temsilcilerinden biri olduğunu söyleyen Kıymaz, bu zanaatın geleceği için endişeli. "Ben bu işi severek yapıyorum ama benden sonra kim yapacak? Belki bir iki kişi daha var şehirde bu işle uğraşan, ama hepimizin ortak sorunu bu: Devam ettirecek kimse yok."
BİR KÜLTÜREL MİRAS GÖZ GÖRE GÖRE YOK OLMASIN
Tenekecilik, geçmişte her evin ihtiyacına yönelik çözümler sunan önemli bir zanaattı. Şimdi ise sadece birkaç usta tarafından yaşatılmaya çalışılıyor. Serkan Kıymaz gibi ustalar, yalnızca birer üretici değil; aynı zamanda bu kültürün taşıyıcıları. Onların yaptığı işler, geçmişle bugün arasında kurulan köprü niteliğinde.
El emeğinin kıymetini bilen, yerli üretimi ve zanaatı desteklemek isteyen herkesin bu ustalara sahip çıkması gerekiyor. Belki de onların tezgâhında çıkan bir soba, sadece bir ürün değil, bir mirasın devamı olacak.