Gündemin hızla değiştiği, acıların çabuk unutulduğu bir dünyada, Sivas'tan tek bir kadının sessiz direnişi vicdanlara adeta bir fısıltı değil, bir çığlık gibi ulaşıyor. Adı Şule Çelimli. 2016 yılından bu yana, yani tam dokuz yıldır, ne bir kalabalığa karışıyor ne de dikkat çekici sloganlar atıyor. O, tek kişilik eylemiyle hem Gazze'de yaşanan soykırıma hem de dünyanın sessiz kaldığı Doğu Türkistan ve Arakan'daki zulme karşı vicdanın sesi oluyor.
"Türk Soydaşlarımız da Unutulmasın İstiyorum"
Şule Çelimli'nin mücadelesini diğerlerinden ayıran en önemli özellik, hafızayı diri tutma gayesi. Onun için acının coğrafyası yok. "Buradaki amacım sadece Gazze'de yaşayan insanların uğramış olduğu soykırım değil, Türk soydaşlarımızın da unutulmamasını istiyorum" sözleriyle eyleminin kapsayıcılığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bir yanda İsrail zulmü altındaki Gazze, diğer yanda Çin'in asimilasyon politikalarıyla kimlikleri yok edilmeye çalışılan Doğu Türkistanlı Uygur Türkleri ve Myanmar'daki etnik temizlikten kaçan Arakanlı Müslümanlar... Çelimli'nin yüreğinde tüm bu mazlumların acısı tek bir alevde birleşiyor.
Odak Noktası: Zulmün En Masum Kurbanları Çocuklar
Şule Çelimli'yi yıllardır bu kararlı duruşa iten en büyük motivasyon ise savaşların ve zulmün en savunmasız tanıkları: çocuklar. "Özellikle küçük çocukların da hatırlanmasını istiyorum" diyerek, dikkatleri trajedinin merkezine çekiyor. Gazze'de bombaların altında enkazdan çıkarılan minik bedenler, Doğu Türkistan'da ailelerinden koparılıp toplama kamplarına gönderilen Uygur çocukları ve Bangladeş'in çamurlu mülteci kamplarında bir lokma ekmeğe muhtaç Arakanlı çocuklar... Hepsi, Şule Çelimli'nin Sivas'taki sessiz eyleminde birer simgeye dönüşüyor.
Kimseye ayak uydurmadan, medyatik bir beklenti içine girmeden, tek başına ve sessizce sürdürdüğü bu direniş, büyük ve gürültülü protestoların başaramadığı bir şeyi başarıyor: samimiyetle vicdanları sorgulatıyor. Şule Çelimli'nin duruşu, bir kişinin bile dünyadaki adaletsizliklere karşı ne kadar güçlü bir farkındalık yaratabileceğinin en canlı kanıtı olmaya devam ediyor.