Dijital çağın hızına alışkın üniversite gençliği, bu kez Sivas'ın tarihi dokusunda, zamana direnen sanatların kalbine bir yolculuk yaptı. Sivas Kadı Burhaneddin Yurt Müdürlüğü’nde kalan öğrenciler, unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarını ve onların son ustalarını tanımak için Sivas Zanaatkârlar Çarşısı’nın yolunu tuttu.
Her Köşede Ayrı Bir Sanat, Ayrı Bir Hikaye
Öğrenciler, çarşının kapısından içeri adım attıklarında kendilerini adeta bir açık hava müzesinde buldu. Bir yanda ustaların sabırla işlediği ahşap oymalar, diğer yanda bakıra hayat veren çekiç sesleri... Gençler, bu atmosferde; tezhip, bakır işlemeciliği, saraçlık (deri işleme), geleneksel Türk okçuluğu ve ahşap oyuncak yapımı gibi her biri yüzlerce yıllık geçmişe sahip kadim meslekleri yakından görme imkânı buldu.
Ustasından Dinlediler, Yerinde Öğrendiler
Bu gezi, sıradan bir ziyaretin çok ötesine geçti. Öğrenciler, çarşıda faaliyet gösteren usta zanaatkârlarla birebir sohbet etme fırsatı yakaladı. Sanatların inceliklerini, her bir desenin taşıdığı anlamı ve bir ustanın çıraklıktan ustalığa uzanan meşakkatli yolculuğunu ilk ağızdan dinlediler. Bu samimi sohbetler, gençlere kitaplarda bulamayacakları değerli bir tecrübe yaşattı.
"Bu Mirası Yaşatmalıyız" Bilinciyle Ayrıldılar
Atölye gezileri, özellikle unutulmaya yüz tutmuş mesleklerin ne denli büyük bir kültürel miras taşıdığını bir kez daha gözler önüne serdi. Gezinin sonunda öğrencilerin yüzlerindeki hayranlık, yerini bu mirasa sahip çıkma bilincine bıraktı. Gençler, bu değerlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiği düşüncesiyle çarşıdan ayrıldı.