Teknolojinin hızıyla makinelerin bir günde halı ürettiği günümüzde, Sivas'ta unutulmaya yüz tutmuş bir sanat adeta küllerinden doğuyor. Sivas Olgunlaşma Enstitüsü'nün atölyesinde kadınların ilmek ilmek dokuduğu el işçiliği Sivas kilimleri o kadar değerli ki, kıymetini bilenler bir kilime sahip olmak için tam bir yıl beklemeyi göze alıyor.
Her İlmeğinde Bir Hikaye, Her Renginde Bir Gelenek
Sivas kilimini fabrikasyon ürünlerden ayıran sadece üretim süresi değil, aynı zamanda taşıdığı kültürel miras. Her bir motifin ayrı bir anlam taşıdığı, kök boyalarla renklendirilen iplerin birer hikaye anlattığı bu eserler, sadece birer yaygı değil, geçmişten günümüze uzanan birer mektup niteliğinde. Sivas Olgunlaşma Enstitüsü Usta Öğreticisi Tülay Dönmez, "Atalarımızdan kalan eski gelenekleri yaşatıyoruz. Köylere ve ilçelere gidip yıllar öncesinden kalan dokumaları buluyor, desenlerini bozmadan günümüze taşıyoruz," diyerek bu mirasa nasıl sahip çıktıklarını anlatıyor.
"Kıymetini Bilenler Bir Yıl Bekliyor"
Sivas kilimini Sivas halısından ayıran en önemli özelliğin çözgüsünün de tamamen yün olması olduğunu belirten Dönmez, bu emeğin karşılığını bulduğunu söylüyor. "En küçük, seccade ebadındaki bir dokumanın bitmesi bir ayı buluyor. Ebat büyüdükçe bu süre artıyor," diyen Dönmez, en çarpıcı detayı ise şu sözlerle paylaşıyor: "Bu sanatlar unutulmaya başlandı. Artık bunlar günümüzde makinelerde üretiliyor. Ama bunun kıymetini bilenler, el işçiliğini bir sene boyunca bekleyerek kilimi alıyor."
Sadece Kilim Değil, Bir Yaşam Tarzı
Sivas Olgunlaşma Enstitüsü, bu kadim sanatı sadece yerle sınırlamıyor. Tülay Dönmez, kilim desenlerini ve dokularını takılardan çantalara, yastıklardan kıyafetlere kadar birçok alanda kullandıklarını belirtiyor ve ekliyor: "Bu tamamen hayal gücüne kalmış; hayal edin, biz gerçekleştirelim." Kurumda dokunan her bir kilim, hem Sivas'ın kültürel zenginliğini yaşatıyor hem de el emeğinin teknolojiye karşı kazandığı sabır dolu bir zaferi simgeliyor.
