Yaz aylarının gelmesiyle memleketlerine akın eden gurbetçiler, Kayseri'de alışverişin rotasını değiştiriyor. Lüks alışveriş merkezlerinin modern vitrinleri yerine, yüzlerce yıllık tarihin ve samimiyetin kokusunun sindiği Kapalı Çarşı'yı tercih ediyorlar. Bu tercih, çarşı esnafının yüzünü güldürürken, asırlık geleneğin AVM kültürüne karşı direnişini de gözler önüne seriyor.

Peki, gurbetçileri klimalı AVM'lerden koparıp tarihi taş duvarların arasına çeken sır ne? Cevap, sadece uygun fiyatlarda değil, aynı zamanda kaybolmaya yüz tutmuş bir esnaf kültüründe ve "dost" sıcaklığında gizli.

TÜRKİYE'NİN İKİNCİ BÜYÜK LABİRENTİ

12. yüzyılda temelleri atılan, İstanbul'daki kardeşinden sonra Türkiye'nin en büyüğü olan Kayseri Kapalı Çarşı, 16 sokağı ve 18 farklı kapısıyla adeta bir ticaret labirenti. Sadece Kayseri'den değil; Sivas, Nevşehir, Yozgat ve Karaman gibi çevre illerden gelen gurbetçiler de soluğu bu tarihi atmosferde alıyor. Çarşıda iğne atsanız yere düşmüyor; abiyeden ayakkabıya, kuruyemişten pastırmaya, sünnetlikten kına malzemesine kadar her aranan burada bulunuyor.

"MÜŞTERİ DEĞİL, AİLEDEN BİRİ"

Kayseri Kapalı Çarşı Koruma, Yaşatma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Raşit Benk, bu yoğunluğun tesadüf olmadığını söylüyor. "Bizim esnafımız müşteriyle bir dost gibi iletişim kurar. Kapalı Çarşı'da bir aile ilişkisi vardır. Buradan bir kez alışveriş yapan, başka yere gitmez. Giren bir müşteri en az 2-3 saatini burada geçirir çünkü aradığı her şeyi bulur," diyor.

Uzun yıllardır çarşıda ayakkabıcılık yapan Nazir Polat ise güven faktörünün altını çiziyor: "Burası Selçuklu yadigarı. Sürümümüz çok olduğu için az karla satarız. En önemlisi, hatalı bir ürün çıkarsa esnafımız malının arkasında durur. Tüketici mahkemesine gerek kalmadan sorun burada, o an çözülür. Yurt dışından gelenler burayı ziyaret etmeden dönmez."

"ORADA KAZANIP, BURADA HARCIYORLAR"

Römorkten atladı, traktörün altında kaldı!..
Römorkten atladı, traktörün altında kaldı!..
İçeriği Görüntüle

Pastırmacı esnafı Abdullah Akçakoyunlu için gurbetçiler, Anadolu esnafının can suyu. "Ağustos ayı bizim en yoğun zamanımız. Gurbetçilerimiz sağ olsun, orada kazanıyor, memleketlerinde harcıyorlar. Bu hem bize hem ülke ekonomisine büyük katkı," diyerek durumu özetliyor.

GURBETÇİLERİN GÖZÜNDEN KAPALI ÇARŞI

İsviçre'den memleketi Yozgat'a tatile gelen Ozan Çiçekçi, elindeki poşetleri göstererek, "Senelik ihtiyaçlarımızı; pastırmamızı, sucuğumuzu, elbisemizi, ayakkabımızı buradan alıp götürüyoruz. Aradığımız her marka var," diyor.

Fransa'dan gelen Feslikan Ertanrıverdi ise, "Fransa'da bulamadığımız o kadar çok çeşit var ki burada, insan ne alacağını şaşırıyor," ifadesini kullanıyor.

Almanya'da yaşayan Seher Usta'nın sözleri ise Kapalı Çarşı'nın ruhunu özetliyor: "Burayı alışveriş merkezinden daha çok seviyorum."

Kaynak: AA