Cezaevindeyken Anoreksiya Nervoza teşhisi konulan ve tahliyesinin ardından hızla kilo kaybeden ve hastaneye kaldırılan Nihal Candan’ın sağlık durumuna ilişkin yeni bir gelişme yaşandı. 23 kiloya kadar düşen Candan’ın 2. kez kalbi durdu ve yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı açıklandı. Nihal Candan 30 yaşında Anoreksiya Nervoza hayatını kaybetti
Anoreksiya Nervoza Nedir ve Nasıl Gelişir?
Anoreksiya nervoza, kişinin beden algısında bozukluk yaşaması ve kilo alma korkusu sebebiyle bilinçli olarak yemek yemeyi kısıtlamasıyla ortaya çıkan ciddi bir yeme bozukluğudur. Bu hastalık, bireyin sağlıklı kilo sınırlarının çok altına düşmesine ve yaşamını tehdit edecek kadar zayıflamasına yol açabilir. Genellikle kişi, oldukça zayıf olmasına rağmen kendini şişman olarak algılar ve kilo almamak adına aşırı diyet, kusma, müshil kullanımı ve yoğun egzersiz gibi sağlıksız yöntemlere başvurur.
Anoreksiya hastaları, zamanla neredeyse hiçbir besin tüketmeyecek düzeye gelebilir. Bu davranışlar hem fiziksel hem psikolojik sağlığı ciddi şekilde tehdit eder. Yeme sonrası detoks çayları, laksatif kullanımı ve aşırı spor yapma davranışı sık görülür. Bu da hızla kilo kaybı ve hayati komplikasyonlara neden olabilir.
Anoreksiya Neden Olur ve Kimlerde Görülür?
Anoreksiyanın ortaya çıkmasında birçok faktör rol oynar. Duygusal travmalar, genetik yatkınlık, toplumsal güzellik algıları ve sosyal medya baskısı bu rahatsızlığın temel nedenleri arasında yer alır. Özellikle ergenlik döneminde bedensel değişimlerle başa çıkmakta zorlanan bireylerde anoreksiya daha yaygın görülür.
Bu hastalık, genellikle kadınlarda ve 25 yaş altı bireylerde daha sık teşhis edilir. Ailede yeme bozukluğu öyküsünün olması, fiziksel ya da cinsel travmalar, düşük benlik saygısı ve akran zorbalığı da anoreksiya riskini artırır. Ayrıca mükemmeliyetçi kişilik yapısı, özsaygı eksikliği ve sürekli kontrol ihtiyacı da bu bozukluğu besleyen unsurlardandır.
Belirtiler, Komplikasyonlar ve Tedavi Süreci
Anoreksiya nervozanın en belirgin belirtileri arasında ciddi kilo kaybı, yemek yeme takıntısı, kalorilere aşırı odaklanma, kendini sürekli kilolu hissetme ve beden algısında bozulma yer alır. Ayrıca sürekli üşüme, halsizlik, bayılmalar, düzensiz adet döngüsü, saç dökülmesi, kuru cilt ve depresif ruh hali gibi fiziksel ve psikolojik belirtiler de yaygındır.
Hastalığın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekir. Psikiyatri, beslenme ve iç hastalıkları gibi farklı alanların iş birliğiyle yürütülen tedavi sürecinde, öncelikle bireyin hastalığını kabul etmesi önemlidir. Beslenme düzeninin yeniden yapılandırılması, psikoterapi ve gerekiyorsa ilaç tedavisi ile hastanın toparlanması sağlanabilir. Aile desteği de tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır.
Tedavi süresi kişiden kişiye değişir. Bazı hastalarda yıllar sürebilen bu süreçte, düzenli kontrol ve profesyonel destek büyük önem taşır. Hastalığın nüksetme riski olduğu için iyileşme sonrasında da takip devam etmelidir.