Ağustos ayının kavurucu sıcaklarının etkisindeki Sivas'ta, boş arazileri kaplayan sapsarı otlar, sessiz bir tehlikenin habercisi gibi duruyor. Ülke genelinde yaşanan orman yangınlarının acısı tazeliğini korurken, şehir merkezindeki bu manzara, "acaba" sorusunu ve o büyük korkuyu akıllara getiriyor.
Mahalle Araları Barut Fıçısı Gibi
Sivas merkezdeki birçok mahallede binaların arasındaki geniş arazilerde boy veren kuru otlar, adeta birer barut fıçısı gibi tutuşmayı bekliyor. Sıcaklığın ve kuru havanın etkisiyle tamamen nemini yitiren bu bitki örtüsü, atılacak tek bir sigara izmariti, bırakılacak bir cam şişe veya en ufak bir kıvılcımla devasa bir alev topuna dönüşme potansiyeli taşıyor.
İnceağa'daki Yangın Tehlikeyi Hatırlattı
Bu korkuyu tetikleyen en taze örnek ise geçtiğimiz günlerde merkeze bağlı İnceağa Köyü'nde yaşandı. Bir samanlıkta başlayan ve kısa sürede büyüyen yangın, rüzgarın da etkisiyle devasa bir felakete dönüşme potansiyeli taşıyarak tehlikenin boyutunu acı bir şekilde gözler önüne serdi. Şehir merkezindeki kuru ot yığınları, İnceağa'daki gibi bir facianın yerleşim yerlerinin tam ortasında yaşanabileceği endişesini doğuruyor.
Vatandaşlara Büyük Sorumluluk Düşüyor
Yetkililer ve duyarlı vatandaşlar, bu "sessiz tehlike" karşısında herkesi sorumluluk almaya davet ediyor. Özellikle sıcak havalarda:
-
Araçlardan dışarıya sigara izmariti atılmaması,
-
Park ve mesire alanlarında ateş yakılmaması,
-
Yangına sebep olabilecek cam ve benzeri atıkların doğaya bırakılmaması hayati önem taşıyor.
Sivaslıların, ortak yaşam alanlarına ve doğaya karşı daha saygılı ve dikkatli olması, olası bir felaketi önlemenin tek yolu olarak görülüyor. Unutulmamalıdır ki, yemyeşil bir geleceği korumak, atılacak veya atılmayacak tek bir kıvılcıma bağlı olabilir.