Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Türkiye genelinde kene ısırığı vakalarında ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığında endişe verici bir artış yaşanıyor. Uzmanlar, özellikle Sivas'ın da aralarında bulunduğu endemik bölgelerde çocuklar, yaşlılar ve kırsal alanda yaşayanlar için riskin her zamankinden daha yüksek olduğuna dikkat çekerek hayati uyarılarda bulundu.

Sadece Bir Eldiven Değil Sağlıkta Türk Damgası! Sadece Bir Eldiven Değil Sağlıkta Türk Damgası!

2025 Verileri Korkutuyor: 6 Ayda 7 Bin 801 Vaka, 13 Ölüm

İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Perfüzyon Bölüm Başkanı ve Veteriner Anatomist Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kartal, KKKA hastalığının özellikle Tokat, Sivas, Giresun, Amasya ve Çorum gibi illerde endemik (bölgesel) hale geldiğini belirtti. Dr. Kartal, "Sağlık Bakanlığı verilerine göre, KKKA hastalığı Türkiye’de ilk kez 2002 yılında tespit edilmiş olup, 2002-2024 yılları arasında toplam 17 bin 132 vaka kaydedilmiş, bu vakaların 819’u ölümle sonuçlanmıştır. 2025 yılının Ocak-Haziran döneminde ise şu ana kadar 13’ü ölümle sonuçlanan 7 bin 801 yeni vaka rapor edilmiştir" diyerek tehlikenin boyutuna dikkat çekti. Bu verilerin, zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) hastalıkların hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından taşıdığı büyük riski gözler önüne serdiğini vurguladı.

"Kene Isırığı Belirti Vermeyebilir, Vücudunuzu Kontrol Edin!"

İstanbul Gelişim Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hasan Değirmenci ise kene ısırıklarının çoğunlukla ağrısız ve fark edilmeden gerçekleştiğini söyledi. Değirmenci, "Keneler ısırdıkları sırada anestezik etkili tükürük salgıladıkları için çoğu zaman belirti vermez. Genellikle koltuk altı, kasık, diz arkası ve kulak arkası gibi derinin ince olduğu bölgeleri tercih ederler. Kırsal alanlardan veya parklardan döndükten sonra bu bölgeler başta olmak üzere tüm vücut dikkatlice kontrol edilmelidir" dedi. Ateş, halsizlik, kas ve eklem ağrılarının KKKA'nın ilk belirtileri olabileceği uyarısında bulundu.

"Kene Asla Kendiniz Tarafından Çıkarılmamalı!"

Her iki uzman da vücuda yapışan bir kenenin asla bilinçsizce, bireysel müdahale ile çıkarılmaması gerektiğinin altını çizdi. Dr. Değirmenci, "Hatalı çıkarma girişimleri, keneyi ezebilir veya kusturabilir ve taşıdığı mikroorganizmaların tamamının vücuda geçmesine neden olabilir. Bu, riski katbekat artırır. Bu durumda mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı ve müdahale uzmanlar tarafından yapılmalıdır" diyerek en hayati uyarıyı yaptı. Kenenin uzman tarafından çıkarıldıktan sonra kapalı bir kapta saklanarak sağlık kuruluşuna götürülmesinin de tanı açısından önem taşıdığını belirtti.

Çocuklar ve Yaşlılar Daha Fazla Risk Altında

Kene ısırığı, özellikle yeşil alanlarda daha fazla vakit geçiren ve tehlikenin farkında olmayan çocuklar ile bağışıklık sistemi daha zayıf olan yaşlılar için çok daha büyük sağlık sorunlarına yol açabiliyor. KKKA gibi hastalıkların bu yaş gruplarında daha hızlı ve ağır seyredebildiği unutulmamalıdır.

Hayat Kurtaran Önlemler

Uzmanlar, kenelerden korunmak için hem bireysel hem de çevresel önlemlerin alınmasının şart olduğunu vurguladı:

Bireysel Önlemler: Kırsal alanlara ve piknik yerlerine giderken açık renkli, uzun kollu ve paçalı giysiler tercih edilmeli, pantolon paçaları çorapların içine sokulmalıdır. Vücudun açıkta kalan kısımlarına Sağlık Bakanlığı onaylı kene kovucu spreyler (DEET, ikaridin içeren) sürülebilir. Eve dönüldüğünde mutlaka tüm vücut ve kıyafetler kontrol edilmelidir.

Çevresel Önlemler: Evcil hayvanlara düzenli olarak veteriner hekim kontrolünde parazit uygulamaları yapılmalı, bağ ve bahçelerdeki yabani otlar temizlenmelidir.

Uzmanlar, artan vakalar karşısında toplumsal bilinçlenmenin hayati önem taşıdığını ve doğru bilgiyle hareket ederek ciddi sağlık sorunlarının önüne geçilebileceğini ifade etti.

Kaynak: İHA