Türkiye, son aylarda giderek artan ve ölümcül sonuçlar doğuran sessiz bir tehlikeyle karşı karşıya. Parklarda, bahçelerde, kırsal alanlarda pusuya yatan keneler, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) başta olmak üzere birçok hastalığı bulaştırarak halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB), son durumu gözler önüne seren korkutucu rakamları açıkladı: Yılın ilk yarısında 7 bin 801 kene ısırığı vakası tespit edildi ve ne yazık ki 13 vatandaşımız hayatını kaybetti.
13 Can Kaybı, Binlerce Vaka: Tablo Vahim
Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Başkanı Prof. Dr. Murat Eroğlu, yaptığı basın açıklamasıyla Türkiye'deki kene tehlikesinin boyutunu ortaya koydu. Özellikle İstanbul, Kayseri, Tokat, Sivas ve Erzurum gibi illerde yoğunlaşan vakaların endişe verici olduğunu belirten Eroğlu, "2025'in ilk altı ayında basına yansıyan 7 bin 801 vaka ve 13 ölüm, durumun ciddiyetini kanıtlıyor. Bu sadece bir sağlık sorunu değil; aynı zamanda tarımsal üretimi ve ekolojik dengeyi de tehdit eden çok yönlü bir risktir" dedi.
Sıcak, Nefes ve Titreşimle Hedefini Buluyor
Peki, bu küçük canlılar nasıl bu kadar büyük bir tehdit oluşturuyor? Başkan Eroğlu, kenelerin ısı, nefes ve titreşimi algılayarak avını 15-20 dakika boyunca takip edebilen canlılar olduğunu vurguladı. "Yaşamlarını sürdürmek için kan emmek zorundalar ve bu sırada taşıdıkları 200'den fazla hastalık etkenini insanlara ve hayvanlara bulaştırabiliyorlar. Türkiye'de KKKA, Lyme, Babesiosis gibi hastalıkların ana taşıyıcısı konumundalar" ifadelerini kullandı.
"Tek Bir Bölgeyle Sınırlı Değil, Tehlike Her Yerde"
Türkiye'de ilk kez 2002'de tanımlanan ve özellikle Sivas, Tokat, Çorum, Amasya gibi illerin yer aldığı Kelkit Vadisi'nde endemik hale gelen KKKA, artık tüm Türkiye için bir risk. Eroğlu, hastalığı taşıyan Hyalomma marginatum türü kenenin ülkenin yedi coğrafi bölgesinde de bulunduğuna dikkat çekerek, "Bu hastalığı sadece belirli bölgelerle ilişkilendirmek büyük bir hata olur. 2008'de zirve yapan vaka sayıları, son yıllarda yeniden artış eğiliminde. Hayvanlarda belirti göstermeden ilerleyip insanlarda ölüme yol açabilen bu virüse karşı topyekûn bir mücadele şart" dedi.
Uzmanlardan Hayat Kurtaran Uyarılar ve Çözüm Çağrısı
Kene ile mücadelenin temelinde bilimsel yöntemler yatıyor. TVHB Başkanı Eroğlu, çevreye rastgele kimyasal sıkmanın ekolojik dengeyi bozmaktan başka bir işe yaramayacağını belirterek, etkili mücadele yöntemlerini şöyle sıraladı:
Devlet Desteği Şart: "Küçük ölçekli hayvancılık işletmelerine yönelik devlet destekli ilaçlama teşvikleri verilmeli ve bu mücadelenin sürekliliğini sağlayacak ulusal politikalar geliştirilmelidir."
Hayvanlar Korunmalı: "Evcil hayvanlar, gıda güvenliğini tehdit etmeyen ve kalıntı bırakmayan ilaçlarla (akarisit) düzenli olarak, ortalama 25 günde bir ilaçlanmalıdır."
Bireysel Önlemler Hayat Kurtarır: Riskli alanlara giden vatandaşlar açık renkli, vücudu kapatan giysiler giymeli, pantolon paçalarını çorap içine sokmalıdır.
Eve Dönüş Kontrolü: Doğa gezileri sonrası vücut, özellikle kulak arkası, ense, diz arkası ve kasık bölgeleri dikkatle kontrol edilmelidir.
Kene Yapışırsa Sakın Bunları Yapmayın!
Vücuda yapışan bir kene gördüğünüzde paniğe kapılmayın. Eroğlu, doğru müdahalenin hayat kurtardığını belirterek şu kritik uyarıda bulundu:
"Kene kesinlikle çıplak elle çıkarılmamalıdır. Üzerine sigara basmak, kolonya, alkol veya kimyasal dökmek gibi yöntemler kenenin kusmasına ve taşıdığı mikropları vücuda boşaltmasına neden olur. Bu da hastalık riskini artırır. Bir bez veya eldiven yardımıyla, ezmeden çıkarılmalı ve derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Ateş, baş ve kas ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkarsa, zaman kaybetmeden tıbbi yardım alınmalıdır."
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, "Tek Sağlık" yaklaşımı çerçevesinde, Sağlık Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı ile koordineli bir şekilde çalışarak bu mücadelede üzerlerine düşen her türlü sorumluluğu almaya hazır olduklarını kamuoyuna duyurdu.