Sivas'ta termometrelerin gölgeyi bile ısıttığı kavurucu yaz günlerinde, vatandaşlar serinlemek için klimalı mekanlara akın ederken, şehrin kalbinde yer alan tarihi bir yapı, Sivaslıların doğal sığınağı haline geldi. Yazın en sıcak anlarında bile serinliğini koruyan yaklaşık 900 yıllık Sivas Ulu Cami, sıcaklardan bunalanların huzur bulduğu bir vahaya dönüştü.
Taş Duvarların Serinliğinde İbadet ve Huzur
Günün en sıcak saatlerinde Sivas Ulu Cami'nin kapısından içeri adım atanlar, dışarıdaki yakıcı havadan anında kurtularak serin bir atmosferle karşılaşıyor. Caminin kalın taş duvarları, yüzyıllar öncesinin mimari dehasıyla adeta doğal bir klima görevi görüyor. Bu eşsiz serinlikten faydalanmak isteyen Sivaslı vatandaşlar, öğle ve ikindi namazı vakitlerini camide geçiriyor. Kimi vatandaşlar ibadetlerini yaparken, kimileri Kur'an-ı Kerim okuyor, bazıları ise caminin manevi atmosferinde sessizce dinlenerek ya da cemaatle sohbet ederek serinliğin tadını çıkarıyor.
Danişmentlilerden Günümüze Bir Miras
Anadolu'nun ayakta kalan en eski camilerinden biri olan Sivas Ulu Cami, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda yaşayan bir tarih hazinesi. 12'nci yüzyılda, Danişmentliler döneminde inşa edildiği düşünülen bu ulu mabet, sade ve etkileyici mimarisiyle Anadolu Selçuklu mimarisinin öncülerinden kabul ediliyor. Yüzyıllara meydan okuyan yapısı, bugün sadece Sivaslıların değil, şehre gelen yerli ve yabancı turistlerin de en önemli uğrak noktalarından biri olma özelliğini koruyor.
Sivas Ulu Cami, böylece bir yandan tarihi ve manevi misyonunu sürdürürken, diğer yandan da atalarından kalan mimari mirasıyla, modern zamanların bunaltıcı sıcaklarında Sivas halkına kucak açan serin bir liman olmaya devam ediyor.