Yozgat'ın Yerköy ilçesinde, 1931 doğumlu Ali Gül, adeta zamana meydan okuyor. 94 yaşında olmasına rağmen enerjisi, dinçliği ve hayata bağlılığıyla gençlere taş çıkartan Ali Dede, görenlere "Maşallah" dedirtiyor. Peki, bu asırlık çınarın sırrı ne? Cevabı, modern diyet listelerini yırtıp atacak cinsten: Canının istediğini yemek, doğal beslenmek ve hayattan keyif almak!
"Yoğurtsuz Sofraya Oturmam, Tereyağından Vazgeçmem"
Ali Dede'nin uzun yaşam felsefesi, kısıtlamalardan ve yasaklardan çok uzak. Kendi deyimiyle, "Neyi canım çektiyse yedim." Onun için sağlıklı yaşamın anahtarı, doğallık ve lezzetten geçiyor. Sofrasının olmazsa olmazlarını ise şöyle anlatıyor: "Tereyağ, kaymak yerim. Yoğurtsuz asla yemek yemem. Dünyada ne iyiyse onu yedim. El alem başka şey yerken ben kuzu yedim. En kıymetli yemekleri tükettim. Yaşamamın şansı bu. Şimdi olsa hiç düşünmez İskender kebabı yerim, paça çorbası içerim."
Çatı Katındaki Huzurlu Dünya
Ali Gül'ün enerjisinin bir diğer kaynağı ise evinin çatı katında kurduğu küçük cenneti. Yaklaşık 35 yıl önce kendi elleriyle yaptığı yemyeşil terasında keklikleri ve rengarenk çiçekleriyle vakit geçiriyor. Her gün kuşlarıyla ilgileniyor, çiçeklerini suluyor, etrafı kendi elleriyle süpürerek hem zihnini hem de bedenini dinç tutuyor. Bu huzurlu ortam, onun için bir yaşam biçimi.
"Bir Kat Yatakla Başladım, Kimseye Muhtaç Olmadım"
Hayat hikayesi de kendisi kadar ilham verici. "Babamın evinden bir kat yatakla ayrıldım," diyerek başladığı ticaret hayatında, gece gündüz demeden çalışmış. Azmi ve dürüstlüğü sayesinde kimseye muhtaç olmadan bugünlere gelmiş. "Neye uzandıysam Allah bana dört dörtlük kuvvet verdi. Hiç zarar etmedim," diyerek şükranını dile getiren Ali Dede, çocuklarını da kimseye muhtaç etmeden yetiştirmenin gururunu yaşıyor.
Yeğeni Yusuf Gül de amcasının yaşam tarzını doğruluyor: "Amcamın hayatı çok güzel ve düzgündür. Bol yer, bol içer, kendisini hiçbir şeyden esirgemez. Her zaman organik beslenir. Yoğurt, süt, ayran, bal, tereyağı sofrasından eksik olmaz."
94 yıllık bir ömrü geride bırakan Ali Gül'ün hikayesi, belki de modern dünyanın unuttuğu basit bir gerçeği hatırlatıyor: Sağlıklı ve mutlu bir yaşam için bazen en iyi reçete, doğallık, çalışkanlık ve hayattan keyif almaktır.