“Şimdi siz Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?” diyor ya Yüce Rabbimiz Rahman Suresi’nde defalarca işte, biz fark edemesek de baharla birlikte birçok nimet ansızın ve davetsiz giriyor hayatımıza... Yalanlanamayacak, inkar edilemeyecek, gizlenemeyecek...
Bu haliyle kutlu bir hediyedir bahar Rabbimizden...Görene, bilene, duyana, hissedene ve de anlayana...
Baharla birlikte gelen dağda açan kır çiçeğidir, Bogaz’da erguvandır, Çamlıca’da gökyüzüne tebessüm eden laledir. Baharla birlikte gelen madımaktır, sümbüldür, lavantadır, iğdedir, yemliktir, nevruzdur, çiğdemdir, güldür, bülbüldür... Yeşeren tarlalar, coşan derelerdir... Baharla birlikte gelen umuttur, hayattır, tebessümdür... Heyecandır, gayrettir, kuvvettir... Hedeftir, amaçtır, gayedir... Barıştır, kardeşliktir…
Ve daha neler nelerdir Allah’ın “Ol!” emriyle zuhur eden...
İnsanın içinde yeni ümitlerin yeşermeye başlaması baharın en büyük habercisidir. Zira ümittir insanı hayatta tutan... Bahar diğer mevsimlere hiç benzemez. Kışın soğuğu, yazın sıcağı, sonbaharın hüzün dolu manzaraları yanında bir başka güzeldir bahar... Baharı güzel kılan tabiatın yenilenmesi, canlanması, heyecanlanması, coşmasıdır bir bakıma...
Bahar gelince içimizdeki hüzün yerine sevince bırakır... Mutluluk çığlıkları kopar her tarafta... Deniz bir başka mavi olur, kuşlar bir başka güzel uçar. Yıldızlar bir başka parlar bahar gelince. Bir ağaç gölgesi bile yeter yorulan ruhları ve bedenleri dinlendirmeye...
Bahar gelince güzelden yana her şey yüzünü göstermeye başlar. İnsanlar kendilerine yeni hedefler koyar. Güzellikler yeni güzellikleri doğurur, mutluluk hüznü neşelendirmeyi başarır... Üzüntüden, kederden yana hiçbir şey kalmaz hayatımızda. İnsanlar hep tebessüm ederken görülür...
Peki, bahar bu kadar güzellikle kapınızı çalarken siz kapılarınızı ardına kadar açabiliyor musunuz bahara? Yoksa hiç umursamıyor musunuz baharın gelişini, doğan güneşi, parlayan yıldızları ve dahi hayatın kendisini...
İsterseniz gelin Jaques Prevert’e kulak verelim... Neler söylüyor hakikat namına birlikte görelim:
“ Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi? Sağlıklı olduğunu için hiç sevindiniz mi? Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı? Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz? Bir neden yokken kaş kişiye hediye aldınız? Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız? Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu? Ve siz onu hiç kokladınız mı? Bahar gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı? Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız? Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz? Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl? Çimenlere uzandığınız oldu mu? Kuşlara yem attınız mı? Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı? Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz? Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı? Kaç kez mektup aldınız bu yıl? Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç? Kimseyle barıştınız mı bu yıl? Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez fark ettiniz bu yıl? İyi bir yılın, bunlar gibi birçok “küçük şey”e bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü bu yıl?
Yeni yılda düşünün. Yayılın çimenler üzerine. Acele edin... Er veya geç... Çimenler yayılacak üzerinize.”
Yani ki bahar ve dahi hayatın kendisi; Rabbimizin hiçbir nimetini yalanlamadan, O’na hamd ederek doyasıya yaşamaktır güzel şeyleri…
KÖŞE YAZILARI
27 Temmuz 2023 - 10:40
Baharla Birlikte Gelen
“Şimdi siz Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?” diyor ya Yüce Rabbimiz Rahman Suresi’nde defalarca işte, biz fark edemesek de baharla birlikte birçok nimet ansızın ve davetsiz giriyor haya
KÖŞE YAZILARI
27 Temmuz 2023 - 10:40
İlginizi Çekebilir