Sivas'ın merkez mahallelerinden Kümbet'te, apartmanların ve yolların arasında sessiz bir çığlık yükseliyor. Kent yaşamının ortasında nefes kaynağı olan yeşil alandaki bir ağacın gövdesine verilen zarar, görenlerin vicdanını sızlatırken, "Toplumsal sorumluluk bilincimizi ne zaman kaybettik?" sorusunu acı bir şekilde akıllara getiriyor.
30 YILLIK EMEK BİR ANDA HİÇE SAYILDI
Bir fidanın dikilip olgun bir ağaç haline gelmesinin en az 25-30 yıl sürdüğü gerçeği, Kümbet Mahallesi'ndeki bu ağacın gövdesindeki derin yaralarla adeta yüzümüze çarpılıyor. Gövdesindeki kabukların bilinçli bir şekilde soyulması ve zedelenmesi, sadece bir bitkiye verilen zarardan çok daha fazlasını ifade ediyor. Bu sorumsuzluk, ailede ve okullarda verilen eğitimin, toplumsal duyarlılığın ve çevre bilincinin ne denli yetersiz kaldığının en somut göstergesi olarak karşımızda duruyor. Bu manzara, bireysel bir hatadan öte, toplumsal bir çürümenin sessiz bir kanıtı niteliğinde.
PEKİ, KAYBIMIZ NE KADAR BÜYÜK? İŞTE RAKAMLARLA BİR AĞACIN DEĞERİ
Zarar verilenin sadece bir ağacın gövdesi olduğunu düşünmek, büyük resmi kaçırmak demektir. Yetişkin ve sağlıklı bir ağaç, bir yılda ortalama 100 ila 120 kilogram arasında oksijen üreterek yaklaşık iki insanın yıllık oksijen ihtiyacını tek başına karşılar. Bu acı verici olayın ardından, bir ağacın hayatımız için ne anlama geldiğini rakamlarla hatırlamak gerekiyor:
-
Meyve Ağaçları (Vişne, Şeftali vb.): 30 - 50 yıllık ömürlerinde 3 ila 6 ton oksijen üretirler.
-
Kavak ve Söğüt Ağaçları: 100 - 150 yıllık yaşamları boyunca 10 ila 18 ton arasında oksijen sağlarlar.
-
Çam ve Meşe Ağaçları: Yüzyıllarca yaşayabilen bu ağaçlar, ömürleri boyunca 10 tondan başlayıp 120 tona kadar oksijen üretebilirler.
-
Çınar Ağaçları: Bin yıldan fazla yaşayabilen bir çınar, ömrü boyunca 120 tondan çok daha fazla oksijenle gezegenimize nefes olur.
SİVAS İÇİN SORUMLULUK ALMA ZAMANI
Kümbet Mahallesi'ndeki bu yaralı ağaç, aslında tüm Sivas'a ve topluma bir uyarı niteliği taşıyor. Kamunun ortak malı olan, şehrimize nefes aldıran ve geleceğimize yatırım olan bu değerlere sahip çıkmak, her bir vatandaşın en temel görevidir. Dünyayı, ülkeyi ve yaşadığımız şehri daha ileriye taşımak, ancak bu türden bir duyarlılık ve bilinçle mümkündür. Unutmayalım ki, kesilen her dal, soyulan her kabuk, aslında geleceğimizden çalınan bir nefestir.