Sivas Kent Meydanı, tarihin en acı sayfalarından birinin, Çerkes Soykırımı ve Sürgünü'nün 161. yıl dönümünde hüzünlü ve bir o kadar da kararlı bir anmaya sahne oldu. Yoğun bir katılımla gerçekleşen programda, ataların yaşadığı tarifsiz acılar bir kez daha anılırken, Çerkes halkının varoluş mücadelesinin altı çizildi.

Sivas Kuzey Kafkas Kültür Derneği'nin öncülüğünde Sivas Kent Meydanı'nda düzenlenen anma programı ve ardından gerçekleştirilen sessiz yürüyüş, yüreklere dokundu. Sivas Kuzey Kafkas Kültür Derneği üyeleri, Sivas Çeçen Derneği üyeleri, Yavu Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyeleri, Sivas’ta yaşayan Çerkesler, Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun, Sivaslı vatandaşlar, gibi birçok kesimden katılımcı, bu tarihi acıyı paylaşmak için bir araya geldi.

"DÜNYA TARİHİNİN EN BÜYÜK SOYKIRIMLARINDAN BİRİ"

Sivas Kuzey Kafkas Kültür Derneği Başkanı Mehmet Fatih Özdemir, yaptığı dokunaklı konuşmada, 21 Mayıs 1864 tarihinin kara bir leke olduğunu vurguladı. Özdemir, "Bugün 161. yıldönümünde dünya tarihinin en büyük soykırımlarından biri olan 21 Mayıs 1864 Çerkes Soykırımı ve Sürgünü'nde kaybettiğimiz insanları saygı ve rahmetle anıyoruz" diyerek sözlerine başladı.

Atalarının binlerce yıldır yaşadıkları vatanlarını 101 yıl boyunca orantısız güçlere karşı savunduğunu belirten Özdemir, "Savaş sürecinde sivillere yönelik toplu öldürme, ekinlerin ve köylerin yok edilmesi suretiyle yaşam imkânlarının ortadan kaldırılması gibi uluslararası hukuk çerçevesinde soykırım suçları işlenmiştir.

Savaştan sonra ise Çerkeslerin kalan nüfusunun tamamına yakını Osmanlı coğrafyasına sürgüne tabi tutulmuştur. Hem bu etnik temizlik hem de soykırım ayrı ayrı insanlığa karşı suç niteliğindedir" ifadelerini kullandı.

Özdemir, Çerkeslerin 161 yıldır yaşadıkları ülkelere her bakımdan önemli katkılar sunduğunu, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin en zor dönemlerinde kilit roller üstlendiğini belirtti. Kültür, edebiyat, sanat, bilim ve spor gibi birçok alanda önemli başarılara imza atıldığını vurgulayan Başkan, "Bu başarılı işlere imza atılmasında toplumsal özelliklerimiz, kültürümüz ve kimliğimiz temel bir faktör olmuştur. Gelecekte de ulusal ve uluslararası düzeyde katkı verebilmemiz için bu toplumsal özelliklerimizi, kültürümüzü ve kimliğimizi korumamız gerektiği hatırdan çıkartılmamalıdır" diyerek Kültür Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve yerel yönetimlere çağrıda bulundu.

Konuşmasında dünyada artan kargaşa ortamına ve Gazze'de yaşananlara da değinen Özdemir, "Gazze’de yaşanan soykırımı ve yaşatılmak istenen sürgünü kesinlikle reddediyor ve kınıyoruz" dedi.

Dil, kültür ve kimlik çalışmalarında başarı için toplumsal dayanışmanın önemine işaret ederek, herkesi 24 Mayıs 2025 Cumartesi günü Samsun’da düzenlenecek ortak etkinliğe davet etti.

SİVAS BELEDİYE BAŞKANI UZUN: "2 MİLYONDAN FAZLA ÇERKES HAYATINI KAYBETTİ"

Anma programına katılan Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun ise yaptığı konuşmada, "Büyük Çerkes Soykırım ve Sürgünü’nün 161’inci yıl dönümünde, bu soykırım ve sürgünü yaşayan tüm Çerkes kardeşlerimi saygı ve rahmetle anıyorum. Bu sürgünü yaşayan Çerkes kardeşlerimizin bir kısmı da şehrimize yerleştiler. 2 milyondan fazla Çerkes bu soykırımda hayatını kaybetti. Bu acı hadisede hayatını kaybeden Çerkes kardeşlerimize tekrar Allah’tan rahmet diliyorum" diyerek acıya ortak oldu.

BİR NEFESTE O GÜNLERE: İBRAHİM ŞAHİN'İN DİLİNDEN SOYKIRIMIN ACI TABLOSU

Sivas Kuzey Kafkas Kültür Derneği Eski Başkanı ve Çerkes kültür araştırmacısı İbrahim Şahin ise, 21 Mayıs 1864 Çerkes Soykırım ve Sürgünü'nün yürek yakan tablosunu tarihi gerçekler ve tanıklıklarla gözler önüne serdi:

"Biz Çerkesler, Kuzey Kafkasya'nın kadim ve otokton halkıyız. Anavatanımız, Hazar Denizi ile Karadeniz arasında, Elburuz Dağı'nın eteklerinde yer alırdı. Ne yazık ki nüfusumuzun yüzde doksanı bu topraklardan koparılmış olsa da, az sayıda da olsa vatanımızı temsil eden, orada yaşamaya devam eden ve onu koruyan kardeşlerimiz varlığını sürdürmektedir; onlara minnettarız."

Şahin, Rusya'nın Kafkasya'yı işgal etme amacıyla başlattığı ve 101 yılı kesintisiz süren 308 yıllık savaşı, 1856'dan itibaren hızlanan sürgün ve soykırım hazırlıklarını, Soçi Kbaada'daki son direnişte yaşanan katliamları ve esirlere yapılan insanlık dışı işkenceleri anlattı. 21 Mayıs 1864'ün Ruslar için 'fetih günü', Çerkesler için ise soykırımın sembolü olduğunu vurguladı.

Sivas'ta Her Gün O Tehlikeyle Burun Burunalar!
Sivas'ta Her Gün O Tehlikeyle Burun Burunalar!
İçeriği Görüntüle

Gürcü tarihçi Simon Canaşia'nın "Deniz yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını atıyordu," sözlerinden, Rus araştırmacı Berzhe ve memur Drozdov'un tanıklıklarına, Tolstoy'un dehşet tasvirlerinden, General Zass gibi komutanların Çerkesleri "aşağı ırk" görerek uyguladığı sistematik yok etme politikalarına kadar birçok detayı paylaşan Şahin, "Çar II. Aleksandr'ın emri resmi olarak sürgün olsa da, Rus komutanlar Çerkeslerin yarısını yok etme niyetindeydi" dedi.

Şahin, Osmanlı'ya sığınma sürecini, yaşanan ikinci göç dalgalarını ve Mıkouedij Tokuş ailesinin Sivas Yıldızeli Demirözü köyüne uzanan, savaş ve sürgün acılarıyla dolu hikayesini de aktararak, "Gavur Savaşı'nda, Çanakkale'de, Kars'ta, Sarıkamış'ta, kısacası vatan bildiğimiz her karış toprağın müdafaasında şehit olan tüm atalarımızı rahmetle anıyorum. Mekanları Cennet olsun. Bizler, onların yaşadığı acıları ve kahramanlıkları unutmadan, kültürümüzü yaşatmaya devam edeceğiz" sözleriyle konuşmasını tamamladı.

GENÇ NESLİN SESİ: "BU ACI ARTIK VAROLUŞ MÜCADELESİ"

Sivas’ta yaşayan Çerkes gençlerinden Nezih İçer ise anma programının ardından duygularını, "161 yıllık bir acı ve artık bu acının adı da varoluş mücadelesi. Bizler asırlar boyunca Kuzey Kafkasya’da yaşamış o bölgenin otokton halklarıyız. Çarlık Rusyası ile yaşanan uzun süreli savaş sonrası Anadolu ve Arap Çöllerine sürgün edildik. Bugün burada toplanan kalabalığı görünce; Çarlık Rusya’sının bizi yok etmek istemesine rağmen nasıl yok olmadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yaşanan acıları unutmadık, unutmayacağız. 21 Mayıs tarihi benim için bir yas gününden çok dayanışmanın ve var olma mücadelesinin tarihidir" ifadeleriyle dile getirdi.

Sivas'taki bu anlamlı anma programı, Çerkes halkının yaşadığı büyük trajedinin unutulmadığını ve unutturulmayacağını bir kez daha gösterirken, gelecek nesillere aktarılan bu bilincin, kültürel kimliğin korunması ve varoluş mücadelesinin devamı için ne denli hayati olduğunu gözler önüne serdi.

Muhabir: Selim Çetinkaya