Merhum Akif İnan, Mavera Dergisi kurmayları içerisinde Anadolu´ya en çok seferi olandı. O zamanlar STK yoktu, az sayıda Millî Görüş muhitinde oluşan dernekler vardı. Dava sevgisi daha mı fazlaydı bilmiyorum, her nesil kendi zamanını yaşar. Yeni neslin davaları nedir, nasıldır bilemediğim için kolayca harcamak da istemem. Ama mebzul miktarda STK var ve amaçlarının ?sivil alan?a yönelik hangi hizmetlere talip oldukları anlaşılmıyor. Akif İnan´ı daha genç zamanlarımızda çok dinlemiştim, tebdil-i mekan edişinden iki sene önce yine bir derneğin davetlisi idi, son görüşüm de o olmuştu. Beni de çağırmışlardı sağ olsunlar, dereden tepeden konuştuk.
Üstad Necip Fazıl´la ilgili bir konu vardı o günlerde. Bir yazar, mizahi bir üslupla Necip Fazıl´ı biraz örselemişti. Doğrusu, göçenler ardından bu tür şeyler konuşulması hoş kaçmamıştı. Konu sohbet esnasında açıldı ve Akif İnan acayip celallendi. Teferruatı yaşayan ve farklı rivayetleri olan bazılarını rahatsız edebilir. Göçenler hakkında ise güzel adamcılık(!) mabeyninde magazine sebep olabiliriz; aman ırak olsun. Şu hatırayı ise nakledeyim: Akif İnan, Üstad´ı hapishanede ziyarete gitmiş. Üstad, Zindandan Mehmede Mektup şiirini ona vermiş; Son Havadis´e götürmesini ve otuz lira telif ücretini alarak kendine getirmesini tembihlemiş. Birden ikirciklendim, Yeni İstanbul gazetesi de olabilir; o da efsane bir gazetedir. Akif İnan, ?Gidene kadar ezberlemiştim!? demişti. Üstad´ın ise o otuz liraya çok ihtiyacı olduğunu söylemişti.
Bu hikâyede pek çok incelik gizlidir ama beni şu anda en çok bir gazetenin şiir yayınlaması ve telif ücreti ödemesi ilgilendiriyor. Eskiden galiba gazeteler edebiyata daha yatkın, sayfadan şiir yayınlayacak kadar da cesurmuş. ?Gazetelerde pek çok şair köşe yazıyor!? hatırlatması yapabilirsiniz ama bunun konuyla ilgisi yok. Ekser şair, dili iyi kullanır ve pekâlâ nesir alanında da ürün verebilir. Yığınlarca örneği vardır. Önemli olan naçar kesikliğinden gazetede köşe yazarlığı yapan şairlere geçinecek ücretin verilip verilmediğidir.
Gazetede şiir yayınlanır mı? Yarın belki fiili bir cevap verebiliriz.