Anadolu'nun uçsuz bucaksız bozkırlarının ortasında, adeta bir fırça darbesiyle yeşile boyanmış gizli bir cennet... Sivas'ta, Doğu Anadolu'nun kapılarını aralayan bir noktada konumlanan Çakmakdüzü köyü, görenleri kendine hayran bırakan eşsiz dokusuyla keşfedilmeyi bekliyor. Burası, sadece yeşilliğiyle değil, zamana meydan okuyan taş mimarisi ve atalardan kalan inanılmaz mirasıyla da dikkat çekiyor.

BOZKIRIN KALBİNDE BİR Vaha

Sivas kent merkezine 218, tarihi Divriği ilçesine ise sadece 43 kilometre uzaklıkta yer alan Çakmakdüzü, coğrafyanın tüm kuraklığına inat yemyeşil bir örtüyle kaplı. İç Anadolu'nun sert bozkır ikliminden Doğu Anadolu'nun heybetli coğrafyasına geçiş noktasında bulunan 130 haneli bu köy, sahip olduğu su kaynakları, çeşit çeşit ağaçları ve otantik atmosferiyle adeta kartpostallık manzaralar sunuyor.

Köy sakinlerinden Müslüm Delipınar, bu eşsiz coğrafyayı "Buralar bakir alanlardır, bozkırın ortasında bir vahadır" sözleriyle tanımlıyor. Delipınar, köyün sırrını ise atalarının azmine bağlıyor: "Atalarımız çok çalışmışlar ve 7-8 kilometre öteden su getirerek burayı kendilerine yurt edinmişler. Bu köy, geleneklerine oldukça bağlı ve otantikliğini hiçbir şekilde kaybetmeden, orijinal hali ile duruyor."

Sivaslı Vatandaş Otobüs Parası Çok Gelince Çareyi Böyle Buldu!
Sivaslı Vatandaş Otobüs Parası Çok Gelince Çareyi Böyle Buldu!
İçeriği Görüntüle

MİMARİ BİR HARİKA: KIŞIN SICAK, YAZIN SERİN EVLER

Çakmakdüzü'nü özel kılan bir diğer unsur ise mimarisi. Köydeki evlerin neredeyse tamamı, bölgenin sert iklim koşullarına meydan okumak için tasarlanmış iki katlı kesme taş binalardan oluşuyor. Kış aylarında sıcaklığın sıfırın altında 20 dereceleri gördüğü bu coğrafyada, taş evler doğal bir yalıtım görevi görüyor.

Müslüm Delipınar, bu zekice tasarımı şöyle anlatıyor: "Burası çok soğuk bir iklime sahip. Taş evler kışın sıcak, yazın ise serin oluyor. Bundan dolayı ev mimarilerini bu şekilde yapmışlar. Evin alt katını hayvan barınağı, üst katını ise kendilerine yaşam alanı olarak dizayn etmişler" bu yapı, köyün yüzlerce yıllık yaşam kültürünü de gözler önüne seriyor.

KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN TURİZM POTANSİYELİ

Kış aylarında nüfusu 20 haneye kadar düşen köy, yazın gurbetçilerin dönmesiyle yeniden canlanıyor. Ancak Çakmakdüzü, bundan çok daha fazlasını barındırıyor. Endemik bitki türleri, renk renk açan çiçekleri, tarihi kalesi ve Kapadokya'yı andıran peribacası benzeri kaya oluşumları ile tam bir doğa harikası.

"Boş zamanımın tamamını doğada gezinerek değerlendiriyorum" diyen Delipınar, köyün potansiyeline dikkat çekiyor: "Kalesi ile peribacalarına benzeyen kayaları ile doğal bitki örtüsü ile evleri ile kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Bunların hepsi birleştirildiğinde kesinlikle turizme açılması gereken bir yer."

Bozkırın kalbinde saklanan, atalarının emeğiyle yeşeren ve mimarisiyle hayran bırakan Çakmakdüzü köyü, doğa ve kültür turizmi tutkunlarının yeni rotası olmayı bekliyor.

Kaynak: İHA