İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Şan, yapay zekanın günlük yaşamın her alanına hızla nüfuz ettiğini belirterek, bilinçsiz kullanımın ciddi toplumsal sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu. Yapay zekayı “henüz evcilleştirilmemiş vahşi bir hayvan”a benzeten Prof. Dr. Şan, kontrol altına alınmadığı takdirde aile yapısını dahi tehdit edebilecek bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Eğitimden sağlığa, hukuktan savunma sanayisine kadar pek çok alanda yapay zekânın artık yok sayılamayacak bir noktaya ulaştığını ifade eden Prof. Dr. Şan, bu teknolojinin sunduğu kolaylıkların yanında riskleri de beraberinde getirdiğine dikkat çekti.
Eğitimde Yapay Zeka Büyük Kolaylık Sağlıyor
Eğitim bilimleri alanında yapay zekayı aktif olarak kullandığını dile getiren Prof. Dr. Şan, ders hazırlığı ve sınıf içi etkinliklerde büyük avantaj sağladığını belirtti. Şan, “Ders planı hazırlamak eskisi kadar zor değil. Küçük birkaç komutla işlerimi halledebiliyorum. Ders sırasında öğrencilerle etkileşimi artırmak çok daha kolay. Öğrencilerden gelen geri dönüşleri saniyeler içinde analiz ederek neyi doğru, neyi yanlış öğrendiklerini tespit edebiliyorum” dedi.
Bu yönüyle yapay zekanın eğitimi destekleyen güçlü bir araç olduğuna vurgu yapan Şan, doğru kullanıldığında öğretmen ve öğrenciler için büyük bir tamamlayıcı rol üstlendiğini ifade etti.
“Aileyi Yıkma Potansiyeli Olduğunu Öngörüyorum”
Yapay zekanın bilinçsiz kullanımına karşı vatandaşların mutlaka bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Şan, çarpıcı benzetmelerle tehlikeye dikkat çekti. “Yapay zekayı yeni doğmuş vahşi bir hayvana benzetiyorum” diyen Şan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer bu vahşi hayvanı evcilleştirmezsek, büyüdüğünde evimizin duvarlarını, kapısını, penceresini yıkabilir. Aileyi yıkma potansiyeli olduğunu öngörüyorum. Çünkü yapay zekanın girmediği bir alan neredeyse kalmadı.”
Çocuk oyuncaklarından hastanelerdeki sağlık takip sistemlerine, hukuktan otomotiv sektörüne kadar yapay zekanın her yerde kullanıldığını ifade eden Şan, araçlardaki çarpışma önleme sistemleri ve otomatik far geçişlerinin dahi birer yapay zeka ürünü olduğunu hatırlattı.
“Sürekli Takip Edildiğimiz Bir Çağdayız”
Cep telefonlarındaki kişisel asistanların bireyleri sürekli izlediğine dikkat çeken Prof. Dr. Şan, “Artık yapay zekanın hayatımızın her noktasında olduğu bir çağdayız. Özellikle cep telefonları üzerinden sürekli takip edildiğimiz bir gerçek” dedi.
Yapay zekanın küçümsenmemesi gerektiğini de vurgulayan Şan, “Yapay zekanın ‘yapay’ ön ekinden rahatsızım. Bu ifadeyle onu küçümsüyoruz. Oysa bu da sizin, benim gibi bir zekâ. ‘Doğal’ ve ‘yapay’ ayrımı zekâ kavramına çok uymuyor. Bunun yerine ‘tamamlayıcı zekâ’ demek daha doğru” şeklinde konuştu.
“Henüz Evcilleştirilmemiş Bir Hayvan”
Yapay zekanın kullanımında özellikle ailelere ve ebeveynlere büyük sorumluluk düştüğünü belirten Prof. Dr. Şan, uyarılarını şöyle tamamladı:
“Evcil bir hayvanı bile beslerken dikkatli oluruz. Bu ise henüz evcilleştirilmemiş bir hayvan. Evimizi tamamen yapay zekaya teslim edip kenara çekilmek büyük bir hata. Özellikle ebeveynlerin çocuklarıyla vakit geçirirken sürekli teknolojik cihazlara dalması, çocuklarda teknoloji merakını artırıyor. Bunun ardından ise bilimsel körelme geliyor.”
