Okul zillerinin çalmasıyla birlikte milyonlarca çocuk için yeni bir dönem başlarken, pek çok evde tatlı bir heyecana yoğun bir kaygı eşlik ediyor. Bu sürecin doğal olduğunu belirten uzmanlar, ebeveynlerin farkında olmadan yaptığı bazı hataların, durumu kronik bir "ayrılık anksiyetesine" dönüştürebileceği konusunda uyarıyor. İşte Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Yeniboğaziçi’nden Uzman Klinik Psikolog Deniz Aykol Ünal'dan anne babalara altın değerinde tavsiyeler...

Okula yeni başlayan bir çocuğun annesinden ya da babasından ayrılırken gözyaşı dökmesi, sıkça karşılaşılan bir durum. Peki, bu kaygı ne zaman tehlikeli bir hal alır? Uzman Klinik Psikolog Deniz Aykol Ünal, her çocuğun gelişim hızının ve olaylara verdiği tepkinin farklı olduğunu belirterek, "Bazı çocuklar okula motive başlarken, bazıları yoğun kaygı ve korku yaşayabilir. Önemli olan bu kaygının normal olduğunu çocuğa anlatmak ve süreci doğru yönetmektir" dedi.

Kaygıya Müdahale Edilmezse Tehlike Büyüyor

Çocukların en çok düzeni ve güven duygusunu sevdiğini vurgulayan Psk. Ünal, okulun onlar için tamamen yeni bir deneyim olduğunu ve bu belirsizliğin kaygı yaratmasının doğal olduğunu ifade etti. Ancak asıl kritik noktayı şu sözlerle açıkladı: "Bu kaygıya zamanında ve doğru şekilde müdahale edilmezse, süreç ayrılık anksiyetesi bozukluğuna kadar ilerleyebilir."

En Sık Yapılan O Hata: Okulu Tehdit Unsuru Yapmak!

Ebeveynlerin iyi niyetle de olsa başvurduğu bazı yöntemlerin, çocuğun zihninde okulu bir ceza mekanizmasına dönüştürdüğünü belirten Psk. Ünal, en büyük hatayı açıkladı: "Okulu bir tehdit ya da korku unsuru olarak kullanmak yapılabilecek en büyük yanlışlardan biridir. ‘Böyle yaparsan öğretmenin kızar’ ya da ‘Yaramazlık yaparsan arkadaşların seni sevmez’ gibi söylemlerden kesinlikle uzak durulmalıdır." Bu tür ifadeler, çocuğun öğretmenden ve okul ortamından daha en başından korkmasına neden oluyor.

Peki, Ne Yapmalı? İşte Altın Değerinde Öneriler

Uzman Klinik Psikolog Deniz Aykol Ünal, kaygıyı heyecana dönüştürecek ve adaptasyonu kolaylaştıracak adımları şöyle sıraladı:

  1. Dürüst ve Gerçekçi Olun: Çocuğunuzla şeffaf bir iletişim kurun. Okulu sadece "harikalar diyarı" olarak değil, gerçekçi bir şekilde anlatın. Yeni arkadaşlar edineceğini, ama bazen hoşlanmadığı çocukların da olabileceğini; kuralların, derslerin ve oyun zamanının bir arada olduğunu dürüstçe açıklayın.

  2. Pozitif Anılarınızı Paylaşın: Tehdit cümleleri kurmak yerine, kendi olumlu ve komik okul anılarınızı anlatın. Bu, çocuğunuzun okula karşı pozitif bir bakış açısı geliştirmesine yardımcı olacaktır.

  3. Alışverişi Keyfe Dönüştürün: Okul alışverişini bir görev gibi değil, keyifli bir aktivite olarak planlayın. Çantasını, kalemlerini, defterlerini seçerken ona söz hakkı vermek, okula karşı aidiyet duygusunu ve heyecanını artıracaktır.

    Sağlıkta yapay zeka kullanımı artıyor
    Sağlıkta yapay zeka kullanımı artıyor
    İçeriği Görüntüle

Vedalaşma Anını Dramatize Etmeyin!

Psk. Ünal'ın altını çizdiği bir diğer kritik konu ise vedalaşma anı. "Çocuğun büyüdüğünü görmek ebeveyn için elbette duygusal bir süreçtir; ancak okul kapısında dökülen gözyaşları, çocuğun bu durumu 'kötü bir şey oluyor' şeklinde yorumlamasına yol açabilir." Vedalaşmayı net, kararlı ama sevgi dolu bir şekilde yapmak en doğrusu.

Eğer tüm bu adımlara rağmen çocuğunuzun kaygısı azalmıyor ve okula adaptasyon süreci beklenenden uzun sürüyorsa, durum kronikleşmeden bir uzmandan destek almanın en sağlıklı yol olacağı vurgulandı.

Kaynak: İHA